bugün

içe cuk diye oturuveren bir olaydır, işin içinden çıkmak imkan dışıdır, hayat boyu dinlediğin şarkıların içinde aklına giricek olması muhtemelden ziyade kesinlik aşamasındadır.
hayatın bittiğini ve düzene girmeyeceğini hissettiğin andır. boğazında bir şeyler düğümlenir ve yutkunamazsın. kazık yesen bile hatalıymışsın gibi gidip sarılmak ve af dilemek istersin sonra bir anda silkelenirsin. manyak mısın? dersin kendi kendine. yediğin darbeyle kalırsın hepsi bu...
dert edilmemesi gerekir. nedir yani, altı üstü ucuz bir orospu.
aslında en güvenilen ve sevilen insan olmaması gerektiğinin geç anlaşılmasının sonucudur. halbuki mesafeleri daraltmadan önce kişiyi tanımak için biraz zaman tanısa kendine insan, kazık yemeden mesafeleri dağlıyabilecektir.
insanın hayatında dönüm noktasıdır. eskisi kadar iyi bir insan olamazsınız ama eskisinden güçlü olursunuz. bir daha kimseyi kolay kolay o kademeye getiremeyeceğinizden olası ikinci kazıklar koymayacaktır. ama zordur çok zordur. insan ''niye... niye..niye...?'' diye kafayı bile yiyebilir. nedenin altına çok inmemek gerekir ''insan evladı çiğ süt emmiş'' deyip her zaman herkesten böle kazıklar yemeye hazır olarak hayata devam edilmelidir. ve varsa şansınız suratına tükürmelisiniz gerçekten rahatlıyor insan.
sonunda güven sorunu yaşayan kimseye güvenemeyen güvenmekten korkan insanlar doğurabilitesi yüksektir sayın sözlük.
Argo da kazık günlük dilde tecrübe olarak adlandırılan insanı bir yetmişliği sek içmiş gibi çarpan kötü bir durumdur . izi geçmez affedilir gibi görünülse de affedilemez davranıştır.
güvendiğim dağlara kar yağdı atasözünün açıklaması.
(bkz: dost kazığı)
(bkz: itildik)
manganın mükemmel şarkısına konu olmuş durumdur.
tamiri uzun sürecek yaralar açacak olaydır.
verdiğiniz değeri sorgulamanıza yeterli bir durumdur.

bu durumun başka bir versiyonu da, hiç ummadığınız ve pek samimi olmadığınız birinin en kötü gününüzde o çok güvendiğiniz insanlardan daha çok yanınızda olmaya çalışmasıdır. siz istemeseniz bile o sizin yanınızda olduğunu belli eder, kendi düşüncelerini dile getirmese de sizin iyiliğinizi düşündüğünü bu şekilde ifade eder.

ve bu durumu yine bir atasözüyle özetlersek,

(bkz: ummadığın taş baş yarar)
(bkz: en iyi arkadaşının sevgiline aşık olması)*
(bkz: tecrübe sahibi olmak)
(bkz: dost kazığı)
kazığın ta kendisini yediğinize delalet eder...
kurtulmanın tek yolu var; yolver gitsin.
asla asla dememek.
(bkz: güvendiğim dağlara karlar mı yağdı)
zaten en güvenilen ve sevilen olmasa kazığın anlamı olmaz.
en çok korkutandır...

tek kişilik ordu gibi insanlardır onlar...
içinde en derinlerde bi yerde, bi şeylerin kırılıp parçalandığını hissedersin önce. sonra acımaya başlar çok acır ama. zamanla acın hafiflese de o sızı hep kalır orda ve her seslenişinde yeniden parçalanmaya başlar.
kazık yemek zor birşey değil
sen sadece en yakınına güven yeter,
o gerisini halleder.
yalnızlık kavramını nakşeder beyine.
kaybolur insan kalabalıkların içinde.

zira güvendir insanları bağlayan, azı karar çoğu zarar olan.
ölçüsü ayarlanamadığında, gitti mi bir daha kolay kolay geri gelmeyen.
Karşındaki insanın gerçek yüzünü göstermesi,üzülecek bir durum olmadığı gibi aksine sevinilesi ve kendisine teşekkür edilesi bir durumdur... Çünkü bu şekil davranmakla, bir an önce kendini korumanın gerekliliğini anlaman adına harekete geçmene vesile teşkil etmiştir...
güncel Önemli Başlıklar