bugün

ekonomik yaşamı düzenleyen ekonomik dinamiklerin ta kendisidir. ne kadar kapitalistleştin, ne kadar devletçisin?..

mülkiyet hakkı -özelikle üretim araçlarının mülkiyeti- birinci derece öneme sahip konulardandır.
o ülkedeki genç nüfusun işgücüne katılma oranını yükseltmek. tabi bunun içinde 65 yaş olan emekli olma kriterinin aşağıya çekilip genç insanları onların yerine entegre etmek gereklidir. evet diyebilirsiniz ülke ekonomisi bunu kaldırabilir mi diye, eğer dünyanın ilk 10 ekonomisine girmek istiyorsanız bunu başarmak zorundasınız.
tamamen arz talep belirler. Sermaye sahiplerinin arzindan ziyade senjn talebin daha belirleyicidir. Sermaye sahipleri istediklerini arz etmekte ama toplum bunların hepsine aynı şekilde talep göstermemektedir. mesela bizim toplumumuz varını yoğunu ev e yatirmasa normal şartlarda konut fazlası olmasına rağmen kira ve mülk edinme bu kadar pahalı olmazdı. yatırım katma değer sağlıyorsa faydalıdır. Oysa biz yatırım olarak ev alıyoruz bunun ekonomiye zerrece bjr katma değeri yoktur. bir gün bu ülkeyi yöneten konumuna gelirsem yatırım amaçlı alınan yani ihtiyaç harici alınan her evden ev bedeli kadar vergi akmazsam siksinler beni.
istihdam düzenler.

Özelleştirmelerden alinan paralar, kaçak saraylar, köprüler, gemiler, ayakkabi kutulari yerine memleketime 15 20 tane fabrika kurulsaydi bunun faydasini 200bine yakin insanimiz görürdü. Belki 300 belki 500bin.