bugün

çocuk kalbi dünyaca ünlü klasik romanın yazarı
(1846-1908)
ilk yazarlık deneyimi, floransa'da askeri bir gazetede yazdığı deneme ve makalelerdir. 1870/71 Yılları Anıları adlı eseri yayımladıktan sonra ordudan ayrılıp, kendini yazarlığa adamıştır. bu dönemde yazdığı eserlerle dünyaca üne kavuşmuştur. başyapıtı olan çocuk kalbi tam 25 dile çevrilmiştir. ayrıca istanbul ve türkiye anılarından oluşan iki ciltlik bir eseri de vardır.
Floransa'da evinin bulunduğu sokağa adı verilmiştir.
çocuk kalbi gibi bir şaheseri yazmış çoğumuzun çocukluğuna duygusal anlar katmış bir yazar.
Osmanlıların kente girdiğini duyan Bizanslılar yağma ve tecavüzden kaçarak Aya Sofya'ya sığınır: "Papazlar, rahipler, senatörler, manastırlardan kaçan binlerce bakire, servetlerini yanlarına alan asil aileler, devlet memurları, hanedan prensleri, halk, köleler, zindanlardan kurtulmuşlar, üstüste yığılıyor, bazilika yangın çıkmış tiyatro çılgınlığı içinde korku feryatlarıyla çınlıyormuş. Kapılar kapanmış, ölümün soğukluğunu hissederek Tanrı'ya sığınmışlar. Osmanlıların baltalarıyla kırılan kapılar devrilmiş ve toz içinde, kan içinde, vahşi bir yeniçeri, sipahi, tımarlı ve derviş güruhu, savaşın, yağmanın ve tecavüzün şiddetiyle heyecanlanmış olarak eşikte görünmüş. Pırıl pırıl ihtişamı görünce zafer naraları atmış, içeriye sel gibi boşalmışlar. Bazıları korkuyla kollarını kendiliğinden zincirlere uzatan bakirelerin, asil kadınların, kıymetli kölelerin üzerine atılmış, diğerleri de kilisedeki servetlerin üzerine konmuşlar. Heykeller kırılmış, fildişi haçlar parçalanmış, mücevher olduğunu sandıkları mozaikler palalarla sökülerek pırıl pırıl bir yağmur gibi yayılmış, peşine düşen istilacılar birbirlerine dişleriyle, kılıçlarıyla saldırmışlar.. Az sonra heykel kırıkları, parçalanmış inciler, ve azizlere ait kutsal eşyayla dolmuş döşemeyi çiğneyen ganimet yüklü develerle atların ortasında, ellerinde kutsal şarap kadehleriyle ekmeğin konduğu gümüş kapları sallayan, başına taç, üstüne ruhanilerin elbiselerini giymiş sarhoş haydutlardan oluşan baş döndürücü bir girdaptan başka şey görülmez olmuş, zafer naralarının korkunç gürültüsü, tehditler, kahkahalar, genç kızların çığlıkları ve boru sesleriyle beraber zıvanadan çıkmış bir cümbüş ve küfür, Tanrı'nın intikamı gibi mağrur ve sakin duran II. Mehmet at üstünde görünene kadar devam etmiş. Sultan gürleyen sesiyle 'Allah yerlerin ve göklerin nurudur' demiş."

Edmondo de Amicis, Istanbul, Türk Tarih Kurumu Yayınları, IV. Dizi, Sa.14.
1869 yılında istanbul ziyaretinde bugünün fatih semtinde cüzdanını çaldırmış italyan yazar. bu olayı münferit bir olay olarak görüp 1874 yılında yayımlanan Constantinopoli isimli kitabında bahsetmemesi yüzünden bayrampaşalı gençler tarafından "adam" olarak anılmaktadır.
millet sevgisi, arkadaşlık, çocukluk anıları hakkında değerli bölümler bulunduran çocuk kalbi adlı kitabın yazarı.