bugün

bedelli askerlik. evet, konumuz bu olacak ve aslında artık gündeme, ülkenin gidişatına dair bir şeyler söylemek konusunda dahi isteğimi kaybettim. zira çaydanlığa konuşmak, anlatmak daha makul geliyor. en azından zamanımı, boşa harcadığımı düşünmeme engel oluyor.

milli savunma bakanlığı'nca göre, bildiğim kadarıyla "30 yaşında" ve "askerliğini yapmamış" olan hemen her kişi "asker kaçağı" olarak yasalar önünde de "suçlu" oluyor. hayır, amacım "neden yaşı daha küçüklere vurmadı bu bedelli?" diyerek çemkirmek değil. sadece buradaki ironiyi görsün istiyorum hala gözü görebilenler. arkadaş "30 yaşın üzeri" için böyle bir yasa çıkartırken nasıl bir acziyet sahneleniyor perdede?

"arkadaşım sen 30 yaşına kadar nasıl olduysa kaçmışsın, biz sıçtık. gel bari öde şu parayı da sen de kurtul; biz de kurtulalım" demeye geliyor bu iş.

yazık ulan.

bedelin sözlük anlamına bakmak lazım bu konuda söylenecekleri anlayabilmek için. bir adam tanıyorum "çifte vatandaşlığı" sayesinde ve biraz da babasının "başımdan sorumlu devlet bakanı" olmasına paralel olarak burdur'da "tsk koruması altında" 21 gün tatil yapan. bu mu lan bedel?

vatanın ederi 30 bin lira mı? yoksa aç gözünüzün doyması için kalan ara farkı, komisyon bedeli mi bu?

pardon, bedel mi dedi biriniz? onun amına koyayım afedersiniz.

peki bu vatana belki de hiç varolmayan borcunu(malum anasının amı kadar vergi ödüyor hemen her çalışan) oğlunun, canının, evladının canı ile ödeyenler? peki ya onların ödedikleri bedel?

sırf iki tane çapulcu televizyonlarda ve mecliste "birbirlerine" şakacıktan takılsınlar diye oralarda bedenini, bedel etmiş vatan evlatları?

bedelliymiş. hassiktir ulan, ananın değeri o kadar eder mi godoş seni? parası olana, hayat güzel.