bugün
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş10
- sözlük kızlarının don renkleri20
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım11
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler18
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- kanınıza rengini verir misiniz15
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı32
- anın görüntüsü17
- uzağı göremeyen insan8
- aristoteles'in orta yolu10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı19
- akrep burcu9
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- bik bik moderatör olsun15
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- patiswiss16
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı10
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız25
- kent lokantası niye bedava değil demek22
- boşuna yaşıyorum hissi18
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır19
- evlilik17
- akp seçmeni9
- ali erbaş16
- escort fiyatlarının güncellenmesi12
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi11
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi17
- icardi1905 silik olsun kampanyası27
- nervio'ya aşık olmak10
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- futbolcu ismiyle nick almak14
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu37
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- gina carano9
- icardi19059
- türkiye işçi partisi9
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği13
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
başlık pek çarpıcı değil esasen. daha da kötü olacaktı aslında kendimi tuttum, eczacıların orospu çocuğu olması, eczacıların karılarını pazarlaması vb.
eczacıların dolandırıcı olması, fırsatı altın bilip halkın anuna koymalarıdır.
pazar öğleden sonra uyandım. bir önceki gün tedbirsiz çıktığım için dışarı biraz üşütmüştüm malum ankara..
uyanır uyanmaz, hastalık hastası pimpirikli oda arkadaşımla bi kavga ettim. sadece burnum akıyordu, öksürüyordum.
Duymuşsunuzdur, bu domuz gribi olayları ilk bilkentte bir patladı böyle, vaka sayısı artınca da karantina yurdu oluşturdular, arkadaş arasında adını district 14 koyduk hatta. her neyse oda arkadaşım böyle saçma sapan östorojen salgılayarak ya sen gitsene 14. yurda bize de bulaştıracaksın falan filan yapmaya başladı. hemen kendini koruyacağını sandığı maskesini taktı, güyya steril olacak ya.. neyse akşam yakın bir arkadaşımı aradım, pazartesi sabahı 8.40 ta sosyoloji dersinde inclass assignmentımız vardı. kadınların iş gücüne katılmasını, kadın-erkek ayrımını anlatan 2 sayfalık bir yazı yazacaktık, tez sorusunu onlar verecekti. bilgisayar binasına gittik arkadaşımla, fakat yazım için kaynak bulacak gücü bulamadım kendimde, gözlerimden şakır şakır su akıyordu bildiğin, burnumdan cart diye sümük akıyordu sanki başım patlicaktı. olayı uzattığımın farkındayım ama domuz gribi olayına da girmek istiyorum o yüzden böyle oluyor.
neyse kısa kesiyorum.
muayene falan oldum, 3 tane antigribal ilaç verip yolladılar yarında gel dediler. gece boyu uyuyamadım, sosyoloji dersine gidersem 0 alırdım, gitmezsem de 0 alırdım rapor almalıydım.
sabah 8 gibi gittim sağlık merkezine ateşim 36ya düşmüştü, kendimi iyi hissediyordum. doktor beyle konuştum, 1 günlük istirahat yazabilir misiniz dedim tabi dedi, ama önce şu testleri yaptır n'olur n'olmaz dedi, 3 test yaptırdım, 20 dk sonra test sonuşları elimdeydi, bilmem ne beta negatif (-), H1N1 pozitif(+) yazıyordu. pozitifin aslında negatif anlamına gelmesi için dua ettim yanımda oturan çocuğa sordum, domuz gribisin diyip yanımdan kalktı, sonra 2 tane tiki kızın konuşmalarını duydum bir çocuğu gösterip ayyyyy şunda domaz gribe varmaaaaaş diyorlardı, kaçmak istedim ama anlamsızdı insanlar benden kaçıyordu. doktorun yanına girdim sıram gelince pozitif çıktı diyip gülmeye başladım, sonrası o kadar hızlı gelişti ki... akciğer röntgeni, 7 günlük rapor reçete sevk kağıdı falan derken, kendimi adana yollarında buldum.
adana'ya vardığımda annemle dayım karşıladı beni yüzümde maske bindim arabaya nöbetçi eczane aradık bulduk bir tane. ama aradığımız ilaçlar yoktu, hatta maske bile yoktu. ulan nasıl nöbetçi eczanesiniz? maske yok aradığın ilaç yok, taklidin taklidi ilaçlar önerip duruyorlar. dayım çok uzun bir süredir ilaç mümessilliği yapıyor. sonra başka bir eczane söyledi ama ben inmem abla sen inip alırsın o adamla kavgalıyım dedi. eczaneye geldik annem gitti. dayım hiç bir ilacı bulamicağını söyledi. annem tekrar geldiğinde ben gözünde yaş lösemili bir çocuk gibi suratımda maske arka koltukta oturuyordum. bu ibne eczacı annemin reçetede ki ilacı özellikle istemesine rağmen, muadilin muadili bir ilaç vermişti. sinirlendim arabadan inip adamın üstüne atlayıp anasını becermeyi ve olası bir şekilde H1N1'i gözümün nurunu ona bulaştırmak istiyordum. annem geri gitti ilacı vermek için. sonra geri geldiğin de maske de almadığını gördük. bu pezevengin evladı tek bir maskeyi maliyeti 5 kuruştan fazla olmayan dandirik maskeyi, abla bu steril steril diye tanesi 2.5 liradan satmaya çalışmış. artık beni dayım tutamazdı. elimde ustura, sweeney todd edasıyla girdim eczaneden içeri, adamın çükünü kesip kalfasının ağzına verdim.
bu nasıl bir fırsatçılık, maske nasıl 2.5 lira olabilir?
bu nasıl bir sistemdir ki istediğin ilacı hiç bir eczanede bulamazsın?
ve bu ibne eczacılar neden istediğin ilaç yerine onun taklidinin taklidini satmak için götlerini yırtarlar?
o ibnenin sattığı maskeden 10 tane çöpe attım mınıskm, bileydim sağlık merkezinden bi kutu çalardım.
denetimsizlik, bu ibnelerin 3-5 kuruş daha fazla kazanmak için attıkları taklaları nasıl da alışılmış hale getiriyor.
toparlayamadım aklımdakileri, sinirim bozuk sağlığım bozuk, 73 kişi ölmüş zaten.
eczacıların dolandırıcı olması, fırsatı altın bilip halkın anuna koymalarıdır.
pazar öğleden sonra uyandım. bir önceki gün tedbirsiz çıktığım için dışarı biraz üşütmüştüm malum ankara..
uyanır uyanmaz, hastalık hastası pimpirikli oda arkadaşımla bi kavga ettim. sadece burnum akıyordu, öksürüyordum.
Duymuşsunuzdur, bu domuz gribi olayları ilk bilkentte bir patladı böyle, vaka sayısı artınca da karantina yurdu oluşturdular, arkadaş arasında adını district 14 koyduk hatta. her neyse oda arkadaşım böyle saçma sapan östorojen salgılayarak ya sen gitsene 14. yurda bize de bulaştıracaksın falan filan yapmaya başladı. hemen kendini koruyacağını sandığı maskesini taktı, güyya steril olacak ya.. neyse akşam yakın bir arkadaşımı aradım, pazartesi sabahı 8.40 ta sosyoloji dersinde inclass assignmentımız vardı. kadınların iş gücüne katılmasını, kadın-erkek ayrımını anlatan 2 sayfalık bir yazı yazacaktık, tez sorusunu onlar verecekti. bilgisayar binasına gittik arkadaşımla, fakat yazım için kaynak bulacak gücü bulamadım kendimde, gözlerimden şakır şakır su akıyordu bildiğin, burnumdan cart diye sümük akıyordu sanki başım patlicaktı. olayı uzattığımın farkındayım ama domuz gribi olayına da girmek istiyorum o yüzden böyle oluyor.
neyse kısa kesiyorum.
muayene falan oldum, 3 tane antigribal ilaç verip yolladılar yarında gel dediler. gece boyu uyuyamadım, sosyoloji dersine gidersem 0 alırdım, gitmezsem de 0 alırdım rapor almalıydım.
sabah 8 gibi gittim sağlık merkezine ateşim 36ya düşmüştü, kendimi iyi hissediyordum. doktor beyle konuştum, 1 günlük istirahat yazabilir misiniz dedim tabi dedi, ama önce şu testleri yaptır n'olur n'olmaz dedi, 3 test yaptırdım, 20 dk sonra test sonuşları elimdeydi, bilmem ne beta negatif (-), H1N1 pozitif(+) yazıyordu. pozitifin aslında negatif anlamına gelmesi için dua ettim yanımda oturan çocuğa sordum, domuz gribisin diyip yanımdan kalktı, sonra 2 tane tiki kızın konuşmalarını duydum bir çocuğu gösterip ayyyyy şunda domaz gribe varmaaaaaş diyorlardı, kaçmak istedim ama anlamsızdı insanlar benden kaçıyordu. doktorun yanına girdim sıram gelince pozitif çıktı diyip gülmeye başladım, sonrası o kadar hızlı gelişti ki... akciğer röntgeni, 7 günlük rapor reçete sevk kağıdı falan derken, kendimi adana yollarında buldum.
adana'ya vardığımda annemle dayım karşıladı beni yüzümde maske bindim arabaya nöbetçi eczane aradık bulduk bir tane. ama aradığımız ilaçlar yoktu, hatta maske bile yoktu. ulan nasıl nöbetçi eczanesiniz? maske yok aradığın ilaç yok, taklidin taklidi ilaçlar önerip duruyorlar. dayım çok uzun bir süredir ilaç mümessilliği yapıyor. sonra başka bir eczane söyledi ama ben inmem abla sen inip alırsın o adamla kavgalıyım dedi. eczaneye geldik annem gitti. dayım hiç bir ilacı bulamicağını söyledi. annem tekrar geldiğinde ben gözünde yaş lösemili bir çocuk gibi suratımda maske arka koltukta oturuyordum. bu ibne eczacı annemin reçetede ki ilacı özellikle istemesine rağmen, muadilin muadili bir ilaç vermişti. sinirlendim arabadan inip adamın üstüne atlayıp anasını becermeyi ve olası bir şekilde H1N1'i gözümün nurunu ona bulaştırmak istiyordum. annem geri gitti ilacı vermek için. sonra geri geldiğin de maske de almadığını gördük. bu pezevengin evladı tek bir maskeyi maliyeti 5 kuruştan fazla olmayan dandirik maskeyi, abla bu steril steril diye tanesi 2.5 liradan satmaya çalışmış. artık beni dayım tutamazdı. elimde ustura, sweeney todd edasıyla girdim eczaneden içeri, adamın çükünü kesip kalfasının ağzına verdim.
bu nasıl bir fırsatçılık, maske nasıl 2.5 lira olabilir?
bu nasıl bir sistemdir ki istediğin ilacı hiç bir eczanede bulamazsın?
ve bu ibne eczacılar neden istediğin ilaç yerine onun taklidinin taklidini satmak için götlerini yırtarlar?
o ibnenin sattığı maskeden 10 tane çöpe attım mınıskm, bileydim sağlık merkezinden bi kutu çalardım.
denetimsizlik, bu ibnelerin 3-5 kuruş daha fazla kazanmak için attıkları taklaları nasıl da alışılmış hale getiriyor.
toparlayamadım aklımdakileri, sinirim bozuk sağlığım bozuk, 73 kişi ölmüş zaten.
kesinlikle doğur önerme. ilaç eczanede olmasına rağmen neden muadili verilir bir türlü anlayamadık valla.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar