bugün

yeni doğmuş, doğduğu gibi gözlerini açıp cin gibi bakan çocuk "bu bir başka bakıyor canım çok akıllı olacak" denir.
her anne baba çocuğunu minyatür deha zanneder. boyama kitaplarını taşırmadan boyayamıyor olsun resme kabiliyeti olmayabilir, legolar konusunda başarılı değil neyse pek yaratıcı değil demekki, hmm... el becerisi de zayıf, ama solak galiba evet evet solak bardağı hep sol eliyle tutuyor, solaklar zeki olur denir biliyordum zaten.
çocuk okula başlar okumayı ilk öğrenen öğrenci olamaz, okulu da sevmez zaten (anneeaaa ben okula gitmek istemiyoruuumm ühüüü... çizgi film seeretçeeaamm... ühühüböhüüü) panik yapmayalım canım einstein da ilkokulda başarısızdı. zaman ilerler ortaokul, lise... mükemmel potansiyelini göstereceği bir platform bulamamıştır bizim küçük deha, ama anne ümidini yitirmez şanssız benim yavrum diye düşünür. bahtsız evladım benim... matematik hocası iyi değil anlatamıyor, edebiyatçı taktı çocuğuma, ingilizce dersine beden öğretmeni giriyor çocuğum ne yapsın... vs vs...
üniversite sınavı yaklaşır, hayatı boyunca hiçbir sınavda başarılı olamamış çocuk doktor bilemedin mühendis olacaktır. sonuçlar açıklanınca küçük bir hayalkırıklığı yaşanır, sınavı kazanamamıştır bizimki ama heyecandandır elbette ne de olsa insanın hayatı üç saatlik bir sınava bağlı olmamalı.
okul yaşamında aradığını bulamayan çocuk iş hayatına atılır. bill gates de üniversite mezunu değil ama dünyanın en zengin adamı öyle değil mi?! dayıoğlunun yardımıyla bir şirkete alınır. başarının basamaklarını yavaş yavaş tırmanacak büyük adam olacaktır. ancak işler umduğu gibi gitmez. iş hayatının ayak oyunları onu içine aldığında bir bakmıştır bir eşi ve çocukları var ve başladığı noktadan sadece birkaç basamak ötede dahi çocuğunun okul masraflarını düşünüyor ve çocuğunun ileride ne kadar başarılı olacağını...
ozellikle lise yillirimin basinda beklentiyi dusurmustum ki universiteye hazirlanirken benden pek bir şey beklemesinler.yüksek beklenti çoğu zaman hayal kırıklığına uğratir, beklentiyi düşük tutmak her zaman daha iyidir.