bugün

sadece yaşıyoruz, olabildiğince, yanımızdan her şey geçiyor, biz duruyoruz hiç düşünmeden, elimizi uzatsak dokunacağız, ve dokunmak hakikat gibi. güneşe dokunabilirsiniz mesela şeytan tepesinde, ya da bir yağmura iş çıkışı, ama biz bir yerlere yetişmeye çalışıyoruz, geleceğimize yetişmeye çalışıyoruz. heba olan şeylere kader deyip avunmak rahatlatıyor bizi. her gece pişmanlıktan ölsek de.
vatandaş olarak bile düşünmüyoruz, okumuyoruz, bilmiyoruz. her şeyin taraftarıyız. kendi düşüncelerimiz yok, çünkü öyle büyümedik, kıramadık hiç incinin kabuğunu, ailemiz ne düşündüyse ona taraftar olduk, inanıyorsunuz bir inancınız var yaratıcıya, dine, ama kitabı değil de, geleneğe göre yaşıyorsunuz, babanızdan duyduğunuz bir kaç cümle ile siyaset, hocadan duyduğunuz vaazlara göre tercih yapıyorsunuz. yanılıyorsunuz. ömür bu yanılgıların arasında geçecek, mutlak doğrunun olmadığı bir evrende mutlak düşünceler mevcut. düşünün, ama önce öğrenin. bu hayatta bildiğim tek gerçek var. o da farkındalık. farkı görmek ümidiyle, şimdilik hoşça düşünün. saygılar.
Herkes imkanları doğrultusunda yaşıyor. Sorumluluklar eli kolu bağlarken durup yağmura dokunmak amacına ulaşmaya çalışırken yavaşlatır. Dokunabilsen iyidir ama sorumluluklarını aksatırsan kaybedersin.
tabi ki düşünüyoruz. düşünmek eylemini sadece yaşam uğraşı adına harcıyoruz. mutluluk farkında olmaktır. mutluluk aracı olarak bir şeyler arıyoruz, para için düşünüyoruz mesela. yaşam için çalışıyoruz. ve ömür gerçekten çok kısa, bu düşüncenin rahatsızlığını dile getirmek istemiştim aslında.
doğru tespit amk. En sevmediğim şey lan! Biraz düşünün amk.
Yerine göre kılı kırk yarmak gerekir ama yerine göre de düşünmeden tamamen fevri olmak gerekir.
Eeeee kan gitmiyor ki o sıra beyine yapicak bişey yok.
'' her şeyin taraftarıyız '' güzel tespit leo.