bugün
- anın görüntüsü17
- özlenen sözlük yazarları18
- jose mourinho8
- michy batshuayi30
- duşta işemek18
- kürtlerin siklerinin daha büyük olması gerçeği9
- islamı tartışamamak22
- antalya daki engelli çocuğa toplu tecavüz21
- gideon reid morgan jj32
- hangi şarkı seni ağlatıyor12
- çıkma teklifi etmek10
- fransa bayrağını yakan sığınmacı9
- hiçbir erkeğin size laf atamaması12
- halkımızın asıl sorunu yeterince sikişmemesidir20
- diamond tema8
- herkesin bir anüsü olduğu gerçeği12
- küçükçekmece de öpüşen yaşlı amcalar22
- dünya kadar malın olacağına9
- erkeklerde meme ne işe yarıyor sorunsalı11
- atatürk kafir cumhuriyetini ilan etti12
- köpeğin su içtiği kabı tekmeleyene çift dalmak11
- 18 haziran 2024 türkiye gürcistan maçı35
- bik bik'in kurban etlerini buzdolabında saklaması11
- diamond tema hakkında soruşturma açılması10
- evin büyük çocuğu olmak8
- kıbrıs ismailağa cemaati sayesinde alındı13
- izmirli sude vs karslı rojda10
- bı erkeğin sevdiğini anlamanın yolları17
- cehaletle mücadele etmek16
- dekolte memeye bakan kişinin aklından geçen15
- manyak olmaya karar verdim17
- salda gölü'nün son hali11
- sağlığı etkileyen en temel faktör12
- sözlükteki en iyi 15 yazar9
- 10 ayda evlenen insanlar8
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var9
- arda güler14
- nervionun kedisi9
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı17
- ups boobs beni favladı'ne yapmalıyım12
- geniş kalçalı kadın ahlaklıdır25
- karizma10
- sözlükteki elit yazarlar14
- türk mü türkiyeli mi sorunsalı9
- okula gitmeden yüzlük karne alan afgan ve suriler18
- rus sovyet düşmanı amerikancı kemalistler11
- kocam boşalacağı esnada geliyorum bacanak dedi16
- kimsenin saraca'nın doğum gününü kutlamaması12
- kabataş yalanı9
- içsel yolculuk enerji frekans 69 bin lira9
ülkemizde radyo yayını yapılmasının 82. yıldönümünde ulusal radyo dj'lerinin birbirlerine konuk olması, radyoların ortak yayın yapması sonucu öğrendiğimiz gündür.
bugün gün boyunca trt fm - best fm - alem fm ortak yayınları vardı. *
bugün gün boyunca trt fm - best fm - alem fm ortak yayınları vardı. *
13 Şubat Cuma, UNESCO Dünya Radyo Günü... Bu vesileyle, ilk yayınından günümüze, sadık dost radyonun tarihine göz attık, ünlü radyocularla konuştuk. Şimdi haberler...
Radyo, bir kötü gün dostu adeta. Gösterişli teknolojik gereçlerin yanında şu sıralar nostaljik bir kutu gibi gözükse de hâlâ çok sayıda dinleyicisi var. Şöyle diyelim; Ulusal Radyo Araştırma Derneğinin verilerine göre geçen yıl Türkiyedeki 14 milyon hanenin 6 milyonunda radyo dinlendi. Yani aslında radyo yine popüler! Akıllı cihaz kullanıcıları ilk olarak radyo uygulamalarını indiriyor. Bunun nedenini BBC Dünya Servisinden Michael Kaye ve Andrew Poperwell açıklıyor: Radyo medya cinidir; bir şişeye sığacak kadar küçük, bütün kıtaları içine alabilecek kadar da büyük... Radyonun önemini hatırlatmak adına 2011de UNESCO 13 Şubatı Dünya Radyo Günü ilan etti. Biz de bir zamanlar dantel örtülerle süslediğimiz radyonun Türkiyedeki hikâyesine göz attık.
ALO ALO MUHTEREM SAMiiN!
Dünyadaki serüveni 1920de başlayan radyonun Türkiyeye gelişi diğer teknolojiler kadar uzun sürmedi. 6 Mayıs 1927de istanbuldaki Sirkeci Büyük Postaneden Eşref Şefik Beyin Alo alo, muhterem samiin. Burası istanbul telsiz telefonu sözleriyle tanıştık radyoyla. Kimisi konuşan kutunun içinde küçük insanların yaşadığına inandı, kimisi de sihirli olduğuna. içindeki küçük insanları görme merakıyla kaç radyo heba edildi kim bilir...
O zamanlar radyo programı yapmak da radyo dinleyicisi olmak da zor. Birkaç saat yayınlanan programlar kıraathanelerde ya da radyosu olan komşularda dinlenir, program bitmeden kimse yerinden kıpırdamazdı. Fakat radyonun önemi en çok da 2. Dünya Savaşında anlaşıldı. Gelişmeleri sıcağı sıcağına aktaran haber bültenleri soluksuz dinleniyordu; bu nedenle de radyo ne derse doğru kabul edilirdi.
Yıllar içinde radyolar evlerin baş köşesinde yerini aldı. Tabii kimisininki Cristal Grandin, kimisininki Philips, kimisininki de Century markaydı... Öyle ki bu bir prestij meselesiydi. Ama radyo herkese hitap ediyordu; belki de en çok okur yazar olmayanlara...
CIZIRTIYI GÖLGEDE BIRAKAN SESLER
Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Safiye Ayla, Münir Nurettin, Ziya Taşkent, Alâeddin Yavaşça ve daha nice sanatçı istanbul Radyoevinden evlere konuk olduğunda, radyoda eksik olmayan cızırtıya rağmen ses yükseltilirdi. Kısa sürede radyonun ikonları ve hatta dergileri çıkmaya başladı. Radyo Haftası ve Radyo Âlemi dergilerinde radyo stüdyolarında neler yaşandığı, dinleyici mektupları, Zeki Mürenin köşe yazıları ve çeşitli söyleşiler yer alıyordu.
Ev hanımlarının, üzerinde göz nuru dantel örtülerini sergilediği radyoların altın çağı 60lı yıllardı. Futbolseverler için naklen ama kesintili ve dönüşümlü maç anlatımları, meraklısına yurttan ve dünyadan haber veren yayınlar, gençlerin iple çektiği radyo tiyatrosu ve çocuklar için masallar yayınlanmaya başlandı. 24 saat kesintisiz yayına geçildi. Dinleyiciler, Atatürkün naaş nakli, 1960 Darbesi, 12 Mart Muhtırası, Deniz Gezmişlerin idamı, Kıbrıs Barış Harekâtı gibi Türkiyeye damgasını vuran olayları yürekleri ağzında radyodan takip etti.
Tabii, sesli kutunun görüntülüsü gelince dantel örtülerin yeri artık televizyondu. 80li yıllarda radyonun sesi iyice kısıldı. Devlet radyocuları televizyona geçiş yaparken boşluğu özel radyolar doldurdu. Radyo her zaman bir çıkış yolu buldu...
Haberleri dinlediniz, şimdi oyun havaları
Radyo, bir kötü gün dostu adeta. Gösterişli teknolojik gereçlerin yanında şu sıralar nostaljik bir kutu gibi gözükse de hâlâ çok sayıda dinleyicisi var. Şöyle diyelim; Ulusal Radyo Araştırma Derneğinin verilerine göre geçen yıl Türkiyedeki 14 milyon hanenin 6 milyonunda radyo dinlendi. Yani aslında radyo yine popüler! Akıllı cihaz kullanıcıları ilk olarak radyo uygulamalarını indiriyor. Bunun nedenini BBC Dünya Servisinden Michael Kaye ve Andrew Poperwell açıklıyor: Radyo medya cinidir; bir şişeye sığacak kadar küçük, bütün kıtaları içine alabilecek kadar da büyük... Radyonun önemini hatırlatmak adına 2011de UNESCO 13 Şubatı Dünya Radyo Günü ilan etti. Biz de bir zamanlar dantel örtülerle süslediğimiz radyonun Türkiyedeki hikâyesine göz attık.
ALO ALO MUHTEREM SAMiiN!
Dünyadaki serüveni 1920de başlayan radyonun Türkiyeye gelişi diğer teknolojiler kadar uzun sürmedi. 6 Mayıs 1927de istanbuldaki Sirkeci Büyük Postaneden Eşref Şefik Beyin Alo alo, muhterem samiin. Burası istanbul telsiz telefonu sözleriyle tanıştık radyoyla. Kimisi konuşan kutunun içinde küçük insanların yaşadığına inandı, kimisi de sihirli olduğuna. içindeki küçük insanları görme merakıyla kaç radyo heba edildi kim bilir...
O zamanlar radyo programı yapmak da radyo dinleyicisi olmak da zor. Birkaç saat yayınlanan programlar kıraathanelerde ya da radyosu olan komşularda dinlenir, program bitmeden kimse yerinden kıpırdamazdı. Fakat radyonun önemi en çok da 2. Dünya Savaşında anlaşıldı. Gelişmeleri sıcağı sıcağına aktaran haber bültenleri soluksuz dinleniyordu; bu nedenle de radyo ne derse doğru kabul edilirdi.
Yıllar içinde radyolar evlerin baş köşesinde yerini aldı. Tabii kimisininki Cristal Grandin, kimisininki Philips, kimisininki de Century markaydı... Öyle ki bu bir prestij meselesiydi. Ama radyo herkese hitap ediyordu; belki de en çok okur yazar olmayanlara...
CIZIRTIYI GÖLGEDE BIRAKAN SESLER
Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Safiye Ayla, Münir Nurettin, Ziya Taşkent, Alâeddin Yavaşça ve daha nice sanatçı istanbul Radyoevinden evlere konuk olduğunda, radyoda eksik olmayan cızırtıya rağmen ses yükseltilirdi. Kısa sürede radyonun ikonları ve hatta dergileri çıkmaya başladı. Radyo Haftası ve Radyo Âlemi dergilerinde radyo stüdyolarında neler yaşandığı, dinleyici mektupları, Zeki Mürenin köşe yazıları ve çeşitli söyleşiler yer alıyordu.
Ev hanımlarının, üzerinde göz nuru dantel örtülerini sergilediği radyoların altın çağı 60lı yıllardı. Futbolseverler için naklen ama kesintili ve dönüşümlü maç anlatımları, meraklısına yurttan ve dünyadan haber veren yayınlar, gençlerin iple çektiği radyo tiyatrosu ve çocuklar için masallar yayınlanmaya başlandı. 24 saat kesintisiz yayına geçildi. Dinleyiciler, Atatürkün naaş nakli, 1960 Darbesi, 12 Mart Muhtırası, Deniz Gezmişlerin idamı, Kıbrıs Barış Harekâtı gibi Türkiyeye damgasını vuran olayları yürekleri ağzında radyodan takip etti.
Tabii, sesli kutunun görüntülüsü gelince dantel örtülerin yeri artık televizyondu. 80li yıllarda radyonun sesi iyice kısıldı. Devlet radyocuları televizyona geçiş yaparken boşluğu özel radyolar doldurdu. Radyo her zaman bir çıkış yolu buldu...
Haberleri dinlediniz, şimdi oyun havaları
Bugun trt radyo da konuk oldugumuz gundur.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar