bugün

güzide peygamberimiz muhammed tarafından... pardon allah'ın ona gönderdiği ve her kelimesini kendisinin söylediği kur'an'da geçen ayetlerden çıkarılabilecek olan hede.
--
-kehf suresi-
ayetler:

18/83. sana zulkarneyni sorarlar, "onu size anlatacağım" de. 18/84. dogrusu biz onu yeryüzüne yerleştirmiş ve her şeyin yolunu ona öğretmiştik. 18/85. o da bir yol tuttu. 18/86. sonunda güneşin battığı yere ulaşınca onu, kara balçıklı bir suda batıyor gördü. orada bir millete rastladı. "zulkarneyn! onlara azap da edebilirsin, iyi muamelede de bulunabilirsin" dedik. 18/87-88. "haksızlık yapana azap edeceğiz, sonra rabbine döndürülür, onu görülmemis bir azaba uğratır; ama inanıp yararlı iş işleyene, mükafat olarak güzel şeyler vardır. ona buyruğumuzdan kolay olanı söyleriz" dedi. 18/89. sonra yine bir yol tuttu. 18/90. sonunda güneşin doğduğu yere ulaşınca, güneşi, kendilerini elbise, bina gibi şeylerle örtmediğimiz bir millet üzerine doğuyor buldu.
--
buradan da anlıyoruz ki ya allah yarattığı şeyin nasıl bir geometrik cisim olduğunu bilmiyor.

ya da muhammed kitabı aklından yazdırdığında dünya'nın düz olduğunu sanıyordu.

aynı zamanda muhammed güneş'in doğduğu ve battığı noktaları da farklı yerlerde sanıyormuş.

ve güneş'in kara balçıklı bir suda battığını sanıyormuş.
muhammed'in güneş'in balçıklı denizde batmasını sanmasıyla kur'an'da yazan hede.

not:ne oldu müslüman kardeşlerim neden eksilemektesiniz varsa düzgün bir cevabınız söyleyiniz.
kimilerini kızdırmış olan gerçektir.*
sıçmaya eş değer tez. eskiden memlekette Gelileo Galilei, Ferdinand Magellan okuturlardı.
ilk entryde açıkça yazılmadığı için anlaşılmamış olan hede;

"...sonunda güneşin battığı yere ulaşınca onu..."

"...güneşin doğduğu yere ulaşmak..."

demiş olan yüce tanrımız allahımız el ilahımız, (zeus onu korusun kollasın) güneşin battığı ve doğduğu bir yer olduğunu iddia etmiş. yeryüzünün sonu olduğunu ve kıyısına ulaşılınca da bitti bu denilmesi gerektiği vs gibi.
Öncelikle iyi ve dikkatli okuyun...

Allah (c.c) Zülkarneyn'i dünyaya güç,ilim,irfan dolu bir lider kılmıştır.Allah ona bu imkanları cihat yapması için vermiştir.Zülkarneyn Atlas okyanusuna kadar,oradanda Karadenize kadar gitmiştir.Orada güneşin batışını seyretmiştir.Güneş, sislerle kaplı deniz ufkunda, sanki balçıklı bir su göze­sine veya sıcak su gözesine gömülür gibi batıyordu. Kur'an burada coğrafî ve kozmografik bilgi vermemiş, bakanın ufukta gördüğünü tasvir etmiştir.

Tefsircilerin kanaatine göre Zülkarneyn'in sahilde karşılaştığı kavim inkarcı bir topluluk idi. O yüzden Allah Teâlâ onu, bu kavmi cezalandırmak veya eğitmek ve böylece iyilikle yola getirmek arasında serbest bırakmıştır.

Zülkarneyn batıda işlerini bitirdikten sonra doğunun yolunu tuttu. Ne­ticede, muhtemelen Afrika'nın veya Asya'nın doğu kıyılarına, Hint Okyanusu'ııa, yahut Hazar denizine ulaştı. Âyetlerin akışından anlaşıldığına göre burada mede­nî hayat gelişmemişti. Zülkameyn'in karşılaştığı insanlar, medeniyetten uzak ol­duklarından, güneşin sıcağına ve yağmura karşı korunmak için ne elbise dikip giy­mesini biliyorlardı ne de barınabilecekleri evleri vardı, topraklarında güneşe karşı koruyabilecek bitki örtüsü de bulunmuyordu

Bu ayetlerden de anlaşılacağı üzere dünyanın düz olduğu gibi bir ifade olmadığı gibi böyle bir mana da çıkarılamamaktadır. Aksine Kuranı Kerimde dünyanı yuvarlak olduğu ifade edilmiştir.

Dağları görürsün de, donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler. Herşeyi 'sapasağlam ve yerli yerinde yapan' Allah'ın sanatı (yapısı)dır (bu). Şüphesiz O, işlediklerinizden haberdardır. (Neml Suresi, 88) (Sürüklenmek,dönmek anlına gelir)

Neml Suresi'ndeki ayette Dünya'nın sadece döndüğü değil, dönüş yönü de vurgulanmaktadır. 3.500-4.000 metre yükseklikteki ana bulut kümelerinin hareket yönü daima batıdan doğuya doğrudur. Hava durumu tahminleri için çoğunlukla batıdaki duruma bakılmasının sebebi de budur.

4 — Kur’an-ı Kerim, kıyametin ansızın, bir anda kopacağını, “Onlar hiç bilmedikleri bir zamanda aniden kıyametin gelmesini mi gözlüyorlar?” (Zuhruf: 66.) ayetiyle ifade ederken, A’raf Suresinin 97. ve 98. ayetleri şöyle demektedir: “Kasabaların halkı, geceleri uyurken onlara gelecek baskınımızdan güvende midirler? Yahut kasabaların halkı, kuşluk vakti eğlenirken,
baskınımızın kendilerine gelmesinden güvende midirler?”

Kıyamet aniden gelecek ve geldiği zaman Dünya’nın bir tarafında gündüz, öbür tarafında gece olacaktır. Bu da küre şeklinden başka bir şey değildir.

KURANI OKUMAYAN,MEALiNi OKUMAYAN,KURANDA ŞÜPHE ARAYANLAR,ATEiSTLER CAHiLLER

ALLAHIN ve KURAN'ın MUCiZELERiNiDE iNCELEYiN...
güncel Önemli Başlıklar