bazen -çekindiğimiz için olsa gerek- duygularımızı ifade edemeyiz ve başka konulara dalarız. sonra duygularımızı ifade edemediğimiz kişinin aslında salağın teki olduğunu öğrenebiliriz. yani özgüven eksikliğini bir problem olarak değilde; polyanna gibi düşünüp faydalı bir yetenek olarak görmeiyiz...
insanın soğukkanlı olamayacağı olaylarla başa çıkamayacağı gibi doğru olmayan bir inanışa göre kendisine davranılacağını düşündüğünde içine düştüğü durum.
zor bir durumdur lakin ifade ettikten sonra reddedilme ihtimali yüksekse, ifade edememe durumunun pozitif bir olumsuzluk olacağı da aşikardır.
insanların seni aramadığını, sensiz herhangi bir şikayetlerinin olmadığını fark ettiğinde de gerçekleşebilen aktivite. eğer çevrende kimse yoksa, sen de duygularını ifade etmek yerine, içinde patlamasına izin verirsin, ne de olsa alışmışsındır.
duygularını yavaş yavaş yok oluşa sürüklemenin etkili bir yoludur. yapamamaktır, becerememektir. tüm komplekslerinizi de alır gidersiniz.
mesela biri seni üzmekten korkar çok sevse bile sevdiğini söyleyemez. sen onun seni sevdiğini bilirsin... duygu ifadesi zor bir sanat haline gelir işte böyle bir durumda. sen de bir şey söyleyemezsin. yanarak yok olursunuz ikiniz de aşkınızdan. böyle de saçmadır ifadesizlik. ama bazen çok şey anlatır...