bugün

doğruluğu tartışılabilir, hatta yanlışlığı örneklendirilebilir önermedir.

kendinizden örnek alın, aranızda tırstığı mafyaya göğsünü yiyeceği kurşunlara siper ederek saldıran kahramanlar var mı?

ırak mı kuveyte saldırırken kokuyordu? abd mi ırak'a saldırırken tırsıktı?

sokak ortasında sizi kovalayan köpek mi sizden korkuyor, yoksa ayak tabanları kaba etini döverek kaçan siz mi köpekten korkuyorsunuz?

yılmaz vural, tokatladığı o kadar topçunun hangisinden ödü koparcasına çekingenlik içindeydi?

tecavüzcü coşkun hangi mağdurundan korkmuş olabilir?

ve aslında tek ve kat'i örnek...siz evli erkek yazarlar; kaynananıza hiç saldırdınız mı?

gerçi bunlar da fikir...yanlışlanabilir...

sadet; efendim cesaretinizi saldırmaktan başka yollarla ispatlayın. sizler memleketin geleceğisiniz, zayi olmanızı istemem.
tamamen yanlış bir önerme oldugu kanaatindeyim, şöyleki çocuklugumdan bu yana benden ustun oldugunu hissettim bir kişiye karsı saldırmadım, kuyrugumu bacaklarımın arasına alıp oradan ikilemeye çalıştım, herkesin yaptıgı gibi. benden daha zayıf olanlara ise bana saldırıp hadlerini bildirmek için çaba sarfettim.

hayat maalesef, savaş filmlerinde soylenen o gaza getirici sözlerden ibaret olmuyor. ve maalesef buyuk balık kucuk balıgı yutuyor.