bugün

yaptıklarıyla düşündükleri arasında derin bir zıtlık olan insandır.

bizim öğrenci evimize giden sokaktaki bakkal hasan abidir bu deliorman. kendisi su katılmamış bir dümbüktür vesselam ama nedense inkar ediyor her seferinde.

öğrencilik yıllarımın henüz başında tanıştım ben bu hasan abiyle. efendim o zamanlar ankara'yı şimdiki gibin bilmiyoruz. okul dışında görüşecek pek kimse de yok. afedersin ama gelmişiz gurbete elimiz skimizde, yer bilmeyiz yurt bilmeyiz. daha kirlenmemişiz, hayatı slowmotion yaşamaktayız o vakitler. bizim eve en yakın yer de bu hasan dümbüğünün bakkalı. gittik bir pirinç almaya. gitmez olaydık. tanıştık bi de gitmemiz yetmiyormuş gibi. lan al pirinci çık göt. neyse hoş ve beş ve boş muhabbetlerden sonra, gel zaman git zaman, kanka oluverdik bu adamla afedersin. arkadaşımız fazla yok ya böyle bu yaştan biriyle özellikle pek bi sevdik yılan oğlu yılanı. akşamları onun bakkalda içmeler, muhabbetler aldı başını gitti. akabinde o da bizim eve gelmesin mi. gelmesinmiş evet yeni anlıyorum. ama geldi ne mümkün.

samimiyet iyice ilerledi anasını satayim. günlerden bir gün ve gündüz olan gün, güneş batmaya yakın olan saatte gittik bunun tekkeye. içiyoruz falan tezgahın arkasında. bira gazete kağıdına sarılmış bir vaziyette. her an adamın hacı babası gelip bizi zındıklıkla suçlayabilir. ne olur ne olmaz. her ne bok ise, adam demesin mi, yok mu sizde karı kız durumları falan. biz de yok be abi falan dedik. platonik aşkımızı da söyleyecek değildik ya. yok dedik anasını satayim.
o zaman dedi gelin size kıyak yapayım. gidelim altındağ'a biraz aşk görün meşk görün. neyse olur olur dedik içmeye devam ettik yarısı beleş olan biradan. ya dedik biraz da çerez olaydı. hemen seriverdi önümüze.

iki gün sonra..

zil çaldı akşam 9 sularında. oturuyoruz 3 arkadaş evde. naber la napıyonuz dedi. napalım be oturuyoruz dedik. hadi gelin dedi altındağ'a gidiyoruz. aşk dedi meşk dedi. ben tam yok abi yorgun.. arkadaş, tamam dur ben hazırlanıyorum dedi. çıktık yola. arabamız şahin s. uçuyoruz anasını satayim. ellerde bira, pencereden sarkıyoruz. hiç araba, bira, ankara ve şahin s görmemiş gibi. her ne ise, vardık bir otelden bozma bir yere. lobiye oturduk. yani oraların lobisini siz ahır gibin bir şey tahayyül edin. bakkal ve aynı zamanda dümbük hasan gitti birileriyle konuşmaya. biz kaldık öylece bir yarım saat. neyse bu geldi, pamuk gibi bembeyaz olmuş suratıylan beraber. meğersem bitirmiş işi. hadi dedi yukarı çıkın bakam. bizim, ismini vermek istemediğimiz gerizekalı arkadaşımız koşmaya başladı usain bolt hesabı. hasan hadi lan siz de dedi. ben ve seviyeli arkadaşım bay ö adam bizi ibne sanmasın diye biraz da beleş lan nasıl olsa diye hemen olmasa da çıktık yukarı.
hatunlar falan böyle hocam üç tane. girdik odaya napalım.

bipp bipp bipp bippp bipp.... li kısımlardan sonra.

aşağıya indik hadi gidiyoruz dedi bakkal ve aynı zamanda dümbük hasan. gittik. bu arada herkes birbirine anlattı durdu maçın skorlarını. benim ki 1-0 dı sanırım. biraz tutuk başladım. ama sabredip kontra yapıp 90 da çaktım golü. bu arada arabesk dilim için özür dilerim. bi ara italyancamla ödeşiriz. neyse eve geldik. hadi çıkın 100 er kağıtları bakim demesin mi bakkal ve ayna zamanda dümbük hasan. nasıl desem bir ateş bastı, bir karıncalandı her yerimiz. tam da beleş diye sevinmişken. gittik atm den çektik paraları. toplam üçümüzde de 100 milyon para kalmıştı önümüzdeki pazartesiye kadar. ve o gün de pazartesiydi.

abi sen yani düm.. derken tekmeledim arkadaşı. iş oğlum bu dedi iş. arkadaşlarınıza da haber edin, tüm üniversiteye, ihtiyacınız olursa hallederiz demesin mi utanmaz arlanmaz puşt. bizi kandırdı, dolandırdı bunlar yetmiyormuş gibi bir de yaveri yapacak aq.

o üç arkadaş o geceden sonra asla birbirimizin suratına bakamadık. sanki tecavüze uğradık anasını satayim. herkes birbirini suçladı durdu. adam bizi bildiğin dolandırdı. ama hata bizdeydi. ulan ayılar! adam sizin babanızın oğlu mu her gün beleş bira içirsin. bedava s.kişe götürsün, abazan ibneler. ulan hiçbirimizi babamız bile götürmedi s.kişe elimizden tutup, ki bırak elin oğlu götürsün. arkadaş atladı: baba ilgisizliği böyle bir şey işte. tutup elimden götürseydi böyle mi olurdu dedi. dramatik puşt.