bugün

dua hem ubudiyetin(kulluğun) ruhu hem halis bir imanın neticesidir.

duâ eden adam anlar ki, "birisi var"; onun hâtırât-ı kalbini(kalbinin hatrını) işitir, her şeye eli yetişir, herbir arzusunu yerine getirebilir, aczine merhamet eder, fakrına meded eder.

rabbimiz kur'an da der ki;

deki; eğer duanız olmasa rabbimin katında ne ehemmiyetiniz var."
(furkan suresi 77.ayet)
*
inanışlara göre farklılık gösteren önemdir.

diğer olası dinlere girmeyeceğim. ben daha çok kabul görmeyen ama fazlaca bir yüksek kesimin tapmasına bağlı olarak bu yolda yetiştirilebilecek çocukların duygularından bahsedeceğim. ya da yetiştirilişlerinden.

parodi dinler için biraz daha "aykırı" bir ehemmiyeti vardır. mormonizm'e parodi din diyecek olursak(ki öyle), tanımladıkları kolob gezegeninde yaşayan 1.80 boyundaki etten kemikten tanrıyı düşünerek "1.80 boyunduki yakışıklı insan. ismail hacıoğlu gibi bir karizmatikliğe sahip olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. öncelik ile, annemi,babamı ve beni tüm kötülüklerden koru. diğerlerinin koy götüne gitsin. ve 5 gün sonra ki eğlencemiz için biraz paraya ihtiyacım var. babamı ayarla, bu parayı istiyorum. görüşürüz, eyvallah" gibi bir dua ve isteklerimiz olacak. ya da bir pastafaryan olarak "annem bana her gün mayonezli makarna yediriyor. kuvvetli olmam falan lazımmış. öyle havadan hikayeler işte. annem'i filiz burka makarna haline dönüştürmeni istiyorum. ve biraz ketçap istiyorum. lütfen" dua etmemiz gerekecek.

yani bu içeriğine göre biraz kibirli, biraz bencil bir hareket. olurabilirliğine olan inanç ve rastlantıları ise, 100 tane'de bir tane olsa, gene doğrudur sonucuna çıkıyor. fakat onu da biz istiyoruz. yani böyle kabul etmeyi.

carlin abimiz biraz daha mizah katarak anlatmaya çalışınca, şöyle bir anlatım çıkıyor ortaya;

-Fakat insanlar dua ederler, öyle değil mi? Ve pek çok değişik şeyler için dua ederler. Kardeşinizin ameliyata ihtiyacı vardır, öbür kardeşiniz tutuklanmıştır. Ya da aşağıdaki dükkanda çalışan kızıl saçlıyı yatağa atmak istersiniz. Bunun için dua edilmeli mi? Herhalde etmekten başka çare yok. Ve bence, bunda garip bir şey yok. istediğiniz her şey için dua edebilirsiniz. Fakat, peki tanrının evrenle ilgili planına ne oldu o zaman?

Hatırlasanıza. Kutsal plan. Uzun zaman önce, tanrı bir kutsal plan yaptı. Üzerinde bayağı düşündü, iyi bir plan olduğuna karar verdi ve uygulamaya koydu. Ve milyarlarca yıldır bu plan iyi kötü işliyor. Fakat şimdi sen gelip bir şey için dua ediyorsun. Farz et ki istediğin şey bu planda yok? Şimdi ne yapmasını istiyorsun adamın? Planını mi değiştirsin? Sadece senin için mi? Bu biraz kibirli bir tavır olmuyor mu? Kutsal plan o. Eğer cebine 2 dolarlık dua kitabını yerleştirmiş her salak kalkıp senin planını bozabiliyorsa, tanrı olmanın anlamı ne? Ve başka bir şey daha. Düşünün ki, dualarınız yerine gelmedi. Ne dersiniz? Valla, bu tanrının isteği olmalı. Peki, bu tanrının isteği ama o zaten ne istiyorsa onu yapacağına göre, o zaman dua etmenin anlamı ne? Bana boş bir çaba gibi geliyor. Bu dua kısmını atlayıp doğrudan onun isteği desek olmaz mı? Her neyse. Karışık mesele.

Bu yüzden, tüm bunların önüne geçmek için güneşe tapmaya karar verdim. Fakat dediğim gibi, güneşe dua etmem. Kime dua ederim biliyor musunuz, Joe Pesciye. iki sebeple: Birincisi, bence iyi bir aktör. Bu önemli. ikincisi, iş halledebilecek türde birine benziyor. Öyle boş yere oyalamaz adamı Joe Pesci. Aslında, Joe Pesci, tanrının beceremediği 1-2 konuda başarılı oldu bile.-
Peygamber Efendimiz duanın ehemmiyeti hakkında şu hadis-i şerifleri buyuruyor:
''Allah katında duadan daha makbul ve şerefli bir şey yoktur.''
''Dua ibadetin ilkidir.''
''Dua ibadetin özü ve esasıdır.''
''Dua rahmetin anahtarıdır.''
''Dua belayı def eder.''
''Dua müminin silahıdır.''
''Allah'ın fazlından isteyin, zira Allah istenmesini sever.''