bugün

esasında "toplu taşıma araçlarında birine yer vermekle yer vermemek arasında tereddüt yaşamak" olacaktı ama başlığın kursağında kaldı. her neyse...
efendim bu durum halk arasında ikilem diye tabir edilen ve betimleme yapmak gerekirse, pinpon maçı izleyen erbakan misali bir görünüş arzeden enterasan bir belirsizliktir.
kişi ne yapacağını bilemez ve kararsızlık içinde kıvrandığı o saliseler ona asırlar gibi uzun gelir. huzursuz bir ruh haleti ile bir aday(yaşlı gibi görünen genç bir kadın olabilir bu kişi örneğin) kişiye bakar, bir de dolmuşun sıkışık keyfiyetini izler bir yandan da koca kalıbını güç bela attığı koltuğa bakar... işin garibi ise tüm bu kompleks işlemler aşağı yukarı 3-5 saniye alır.
bu kısa gibi görünen ama pahada uzun analizin sonrasında ise karar verilir ve yer verilmez. çünkü arkadan yaşlı gibi görünen kadın, yüzünü çevirdiği zaman birden göze genç görünüverir ve yorgun bedenin sahibi gevrek iç ses der ki: boş ver olum daha gencecik kadın. yer vermemekle bir nevi boyuna badanaj çeken ve istediği alınmayan bir çocuk gibi inleyen vicdan da susturulmuş olur. sonrasında ise huzur içinde yola devam edilir. pencere varsa ona kitlenilir yoksa eldeki avuçtaki bütün okunmaya elverişli şey okunur/okunuyor gibi yapılır. hiç yoksa mesajlar yeniden hatmedilir. falan ve de filan.