bugün

kişilerin istedikleri dine inanmak ve inandıkları dinin gereği olan ibadetleri yerine getirmekte serbest olması.
dünya da bu fikrin ruhu en kuvvetli olarak osmanlı zamanında yaşamıştır.
dünya da bu fikrin ruhu en kuvvetli olarak sırasıyla:

Büyük Kiros'un yayınladığı (cyrus) seramik silindirde evrensel ilk insan hakları bildirgesi kanıtıyla iran,

Hindistan'da Asoka'nın önderliğinde Maurya Krallığı,

Antik Roma'nın her tanrı tarikatını devlet bölücüsü felsefesi olmadıkça serbest bırakması,

Medine Anayasası ile Muhammed'in emri altında din değiştirme zorlamasının en azından direkt olarak yumuşaması,(gene de zimmi vergisi ödememek ve daha rahat yaşamak için müslüman olan yahudi ve hristiyan arapları geçtik)

Sicilya Kralı Roger,

II. Friedrich (Kutsal Roma imparatoru),(müslümanlara cami izni veren ilk avrupalı)

Osmanlı imparatorluğu genel olarak(müslümanlara daha iyi vergi ve hayat şartları vardı da hadi neyse hatrınız kırılmasın, 5 "gavur" çocuktan birini sonra ayaklanacak manyak bir ordu ünitesine yazdırmaya ne gerek vardı niye baştan ordu orjinal müslüman nesilden olmadı?),her dine (tabi ibrahimi din olması şartıyla) rahatlık tanımıştır.

Osmanlı'yı tek din toleranslı imparatorluk sanan ömründe kitap okumamış karacahillerin anlamayacağı listedir.
en çok tuğçe kazazın kullandığı özgürlük.

(bkz: tuğçe kazaz)
şalvarla, çarşafla dolaşıp bu yobazlığı, ''inanç özgürlüğü''kisvesi altında yapmakla aynı şeydir.