bugün
- michy batshuayi14
- antalya daki engelli çocuğa toplu tecavüz17
- kıbrıs ismailağa cemaati sayesinde alındı10
- bik bik'in kurban etlerini buzdolabında saklaması9
- dekolte memeye bakan kişinin aklından geçen15
- anın görüntüsü23
- manyak olmaya karar verdim17
- ne zaman evleneceksin diye soran akraba13
- salda gölü'nün son hali13
- sağlığı etkileyen en temel faktör13
- sözlükteki en iyi 15 yazar9
- 10 ayda evlenen insanlar8
- izmirli sude vs karslı rojda10
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var20
- cehaletle mücadele etmek15
- arda güler14
- islamı tartışamamak16
- nervionun kedisi9
- gideon reid morgan jj8
- erkeklerde meme ne işe yarıyor sorunsalı10
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı17
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd17
- geniş kalçalı kadın ahlaklıdır25
- bı erkeğin sevdiğini anlamanın yolları10
- karizma10
- sözlükteki elit yazarlar20
- okula gitmeden yüzlük karne alan afgan ve suriler21
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi12
- atatürk kafir cumhuriyetini ilan etti12
- ups boobs beni favladı'ne yapmalıyım17
- steven s power law8
- knowledge13
- türk mü türkiyeli mi sorunsalı10
- arap olmak10
- 18 haziran 2024 türkiye gürcistan maçı36
- rus sovyet düşmanı amerikancı kemalistler11
- kocam boşalacağı esnada geliyorum bacanak dedi16
- pegasus ta çalışan türk düşmanı keko8
- diamond tema28
- kimsenin saraca'nın doğum gününü kutlamaması21
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi8
- kabataş yalanı9
- içsel yolculuk enerji frekans 69 bin lira19
- vladimir putin11
- diamond tema için yakalama kararı17
- ben bu yazıyı sana yazdım9
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler9
- true bir martı olsa olacaklar9
- thusneldaa12
- saraca silsüpüroğlu15
insanları cahilleştirmektir.
'insanların tiyatrolara gitmesine gerek yok açın televizyonu izleyin bizi' mesajını vermektir belkide.
çağdaş, akılcı ve düşünmeye teşvik ettiklerinden dolayıdır.
kendileri gibi cahil insanlar yetiştirmek.
sanatı, sanatçıyı yok etmek.
konuyla direkt alakadar olarak haluk bilginer den geliyor.
"Bilginer Ekim 2011'de Milliyet gazetesinden Asu Maro'ya verdiği röportajda Devlet Tiyatroları'na sert eleştiriler getirmişti. Tiyatroya olan kızgınlığını dile getiren Bilginer, Yetkim olsa Devlet Tiyatrolarını bugün kapatırım. Dalga geçer gibi, müsamere sunuyorlar. Bu kepazeliği herkes tiyatro sandığı için Türkiyede tiyatro gelişmemiş demişti.
işte o röportaj:
Haluk Bilginer: Benim en çok canımı sıkan nedir biliyor musunuz? Kimsenin Devlet Tiyatroları konusunda herhangi bir şey yazmaması. Hiç kimse "Bu kadar kepazelik olur mu? Böyle bir kurum olur mu?" diye yazmadı Türkiye'de.
Yazan oluyor zaman zaman...
Hani kim? Yemin ederim yok. Herkesin kurumun yanında olma gibi bir derdi var. O kurum neyse... Yarın kapanacak, biliyorum. Kimse kapatmazsa ben kapatacağım. Çünkü uzun zamandır ölmüş zaten. Hayatı gereksiz uzatılmış, makinede. Makinenin düğmesini kapatacağız, bitecek. Böyle tiyatro olmaz.
YETKiM OLSA BUGÜN KAPATIRIM
Düzelmesinin bir yolu yok mu sizce?
Var, şöyle: Lağvedeceksin. Diyelim biri bana yetki verdi, ben bugün lağvederim. Ama yarın bu saatte ulusal tiyatro kurulmuş olur. Ve derim ki "Asu hanım, şöyle bir rol var, oyunumuz budur, 6 aylık sözleşme yapmak istiyoruz sizinle, istanbul'da oynayacak, Ankara'ya turneye gidecek, sonra izmir, Konya, Sivas, Erzurum dolaşacak, ayda 10 bin lira maaş." Ötekine, "Siz, yönetmenlik yapmak ister misiniz? Siz tasarım yapmak ister misiniz? Çok teşekkürler, sözleşme imzalayalım, buyrun". Bu memurlar nedir ya?
Kadrosu olmayacak diyorsunuz...
Sıfır kadro. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir salaklık bizim ülkemizde var. Bu yükü niye taşıyorum? Siz niye taşıyorsunuz? Sizin vergilerinizden ödeniyor bunlar. Ben 10 yıldır hiçbir şey yapmamış aktöre 18 maaş her yıl niye veriyorum? Geçmişte sürekli uyuyan bir Kültür bakanımız vardı hani, "Bu Devlet Tiyatrosu kapanmalıdır" falan bir şeyler dedi, neredeyse DT memuru arkadaşlarımız adamı kahraman ilan edeceklerdi. Dedim ki, "Ne yapıyorsunuz, sonra bu adam tarihe geçecek. Bu adama niye veriyorsunuz bu hakkı, siz niye yapmıyorsunuz? Sürekli şikayet ediyorsunuz. Kiminiz oyuncu olacakken meyhanede sarhoş olmuşsunuz, kiminiz rapor alıp durmuşsunuz, kiminiz yılda üç tane oyun oynamışsınız" Devlet Tiyatrosu'nda bilet kaç para?
BANA NiYE ROL VERiYORSUNUZ
5 lira civarında.
Yanlış biliyorsun, 100 lira. Çünkü 95'ini girmeden vergilerinizle ödediniz. Ve sizin paranızla birileri diyor ki "Ben tiyatro yapmayacağım arkadaşlar, ne yapıyorsunuz? Ben hayatımı verdim bu kuruma, bana rol vermeyin lütfen". Bunu diyen bir aktör, tırnak içinde. 10 yıldır hiçbir şey yapmamış bir DT memuru. Bir oyunda rol veriliyor, adını görüyor listede, koşa koşa müdüriyete gidiyor, "Siz ne yapıyorsunuz? Ben bu kuruma hayatımı verdim, bana niye rol veriyorsunuz?" diye. Bu fıkra değil, bu gerçek bir olay, istanbul Devlet Tiyatrosu'nda cereyan etmektedir. Ve biz hala Devlet Tiyatrosu'nu korumaya çalışıyoruz.
BU KEPAZELiĞi HERKES TiYATRO SANIYOR
"Ben Türkiye'de tiyatro izlemiyorum artık" demişsiniz son röportajlarınızdan birinde. Hiç mi oyun izlemiyorsunuz?
Bazen gidiyorum, aklına fikrine güvendiğim insanların referanslarından sonra. Çünkü ben gerçekten kötü oyunda fiziksel acı çekiyorum. Birisi kerpetenle etlerimi sıkıştırıyormuş gibi geliyor ve öfkeleniyorum. Öfkelenmemin birkaç sebebi var: Bir; ne cüretle bu kadar kötü tiyatro yapıyorsunuz? iki; sahneye çıkmak çok büyük bir iddia ister. Ben size diyorum ki: Sizinle saat 8 buçukta buluşacağız, ben sahneye çıkacağım, iki saat sizi eğlendireceğim, duygulandıracağım, değiştireceğim, dönüştüreceğim. Ama çıkıyorum sahneye, neredeyse seyirciyle dalga geçecek düzeyde bir müsamere sunuyorum. Bu ayıptır. Ben yuhalayarak çıkmak istiyorum. Benle siz bir kontrat yaptınız, ben geldim, kontratın şartlarına uymuyorsunuz, bana ihanet ediyorsunuz. Sonunda niye ben alkışlayacağım sizi? Ama bu kepazeliği herkes tiyatro zannettiği için Türkiye'de tiyatro gelişmemiş. Halkı tiyatrodan soğutmak için kurulmuş ödenekli kurumlar var."
"Bilginer Ekim 2011'de Milliyet gazetesinden Asu Maro'ya verdiği röportajda Devlet Tiyatroları'na sert eleştiriler getirmişti. Tiyatroya olan kızgınlığını dile getiren Bilginer, Yetkim olsa Devlet Tiyatrolarını bugün kapatırım. Dalga geçer gibi, müsamere sunuyorlar. Bu kepazeliği herkes tiyatro sandığı için Türkiyede tiyatro gelişmemiş demişti.
işte o röportaj:
Haluk Bilginer: Benim en çok canımı sıkan nedir biliyor musunuz? Kimsenin Devlet Tiyatroları konusunda herhangi bir şey yazmaması. Hiç kimse "Bu kadar kepazelik olur mu? Böyle bir kurum olur mu?" diye yazmadı Türkiye'de.
Yazan oluyor zaman zaman...
Hani kim? Yemin ederim yok. Herkesin kurumun yanında olma gibi bir derdi var. O kurum neyse... Yarın kapanacak, biliyorum. Kimse kapatmazsa ben kapatacağım. Çünkü uzun zamandır ölmüş zaten. Hayatı gereksiz uzatılmış, makinede. Makinenin düğmesini kapatacağız, bitecek. Böyle tiyatro olmaz.
YETKiM OLSA BUGÜN KAPATIRIM
Düzelmesinin bir yolu yok mu sizce?
Var, şöyle: Lağvedeceksin. Diyelim biri bana yetki verdi, ben bugün lağvederim. Ama yarın bu saatte ulusal tiyatro kurulmuş olur. Ve derim ki "Asu hanım, şöyle bir rol var, oyunumuz budur, 6 aylık sözleşme yapmak istiyoruz sizinle, istanbul'da oynayacak, Ankara'ya turneye gidecek, sonra izmir, Konya, Sivas, Erzurum dolaşacak, ayda 10 bin lira maaş." Ötekine, "Siz, yönetmenlik yapmak ister misiniz? Siz tasarım yapmak ister misiniz? Çok teşekkürler, sözleşme imzalayalım, buyrun". Bu memurlar nedir ya?
Kadrosu olmayacak diyorsunuz...
Sıfır kadro. Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir salaklık bizim ülkemizde var. Bu yükü niye taşıyorum? Siz niye taşıyorsunuz? Sizin vergilerinizden ödeniyor bunlar. Ben 10 yıldır hiçbir şey yapmamış aktöre 18 maaş her yıl niye veriyorum? Geçmişte sürekli uyuyan bir Kültür bakanımız vardı hani, "Bu Devlet Tiyatrosu kapanmalıdır" falan bir şeyler dedi, neredeyse DT memuru arkadaşlarımız adamı kahraman ilan edeceklerdi. Dedim ki, "Ne yapıyorsunuz, sonra bu adam tarihe geçecek. Bu adama niye veriyorsunuz bu hakkı, siz niye yapmıyorsunuz? Sürekli şikayet ediyorsunuz. Kiminiz oyuncu olacakken meyhanede sarhoş olmuşsunuz, kiminiz rapor alıp durmuşsunuz, kiminiz yılda üç tane oyun oynamışsınız" Devlet Tiyatrosu'nda bilet kaç para?
BANA NiYE ROL VERiYORSUNUZ
5 lira civarında.
Yanlış biliyorsun, 100 lira. Çünkü 95'ini girmeden vergilerinizle ödediniz. Ve sizin paranızla birileri diyor ki "Ben tiyatro yapmayacağım arkadaşlar, ne yapıyorsunuz? Ben hayatımı verdim bu kuruma, bana rol vermeyin lütfen". Bunu diyen bir aktör, tırnak içinde. 10 yıldır hiçbir şey yapmamış bir DT memuru. Bir oyunda rol veriliyor, adını görüyor listede, koşa koşa müdüriyete gidiyor, "Siz ne yapıyorsunuz? Ben bu kuruma hayatımı verdim, bana niye rol veriyorsunuz?" diye. Bu fıkra değil, bu gerçek bir olay, istanbul Devlet Tiyatrosu'nda cereyan etmektedir. Ve biz hala Devlet Tiyatrosu'nu korumaya çalışıyoruz.
BU KEPAZELiĞi HERKES TiYATRO SANIYOR
"Ben Türkiye'de tiyatro izlemiyorum artık" demişsiniz son röportajlarınızdan birinde. Hiç mi oyun izlemiyorsunuz?
Bazen gidiyorum, aklına fikrine güvendiğim insanların referanslarından sonra. Çünkü ben gerçekten kötü oyunda fiziksel acı çekiyorum. Birisi kerpetenle etlerimi sıkıştırıyormuş gibi geliyor ve öfkeleniyorum. Öfkelenmemin birkaç sebebi var: Bir; ne cüretle bu kadar kötü tiyatro yapıyorsunuz? iki; sahneye çıkmak çok büyük bir iddia ister. Ben size diyorum ki: Sizinle saat 8 buçukta buluşacağız, ben sahneye çıkacağım, iki saat sizi eğlendireceğim, duygulandıracağım, değiştireceğim, dönüştüreceğim. Ama çıkıyorum sahneye, neredeyse seyirciyle dalga geçecek düzeyde bir müsamere sunuyorum. Bu ayıptır. Ben yuhalayarak çıkmak istiyorum. Benle siz bir kontrat yaptınız, ben geldim, kontratın şartlarına uymuyorsunuz, bana ihanet ediyorsunuz. Sonunda niye ben alkışlayacağım sizi? Ama bu kepazeliği herkes tiyatro zannettiği için Türkiye'de tiyatro gelişmemiş. Halkı tiyatrodan soğutmak için kurulmuş ödenekli kurumlar var."
muhafazakar kesimin desteğini alacak her nane yiyişte olduğu gibi, amaç aynıdır. vandalizm, popülizmin ikiz kardeşi olmuştur. iktidarın haftalık kamuoyu yoklamaları, bu tür popülist işlerin getirisini hesaplama araçlarıdırlar. bunlar yükselişi işaret ettikleri müddetçe, bu omurgasız siyaset tahribata devam edecektir.
vandalizmin seyir defterinde dün heykeller vardı, bugün tiyatrolar vardır. yarın ne geleceğini kestirmek için kahin olmaya gerek yoktur.
bir ülkenin bilim, sanat, edebiyat ve özgür düşünce ortamını sürekli saldırılarla daraltıp sonunda boğmak, işgalci güçlerin yapabileceği tıynette tahribatlardır. abd ırak'ta bunu yapmıştır. artık ırak, bilim, sanat, edebiyat ve düşün alanındaki yetişmiş insanlarını kaybederek "bir hiç" halini almıştır. "allah nasip ederse" bizim de bir hiç olmamıza az zaman kalmıştır.
vandalizmin seyir defterinde dün heykeller vardı, bugün tiyatrolar vardır. yarın ne geleceğini kestirmek için kahin olmaya gerek yoktur.
bir ülkenin bilim, sanat, edebiyat ve özgür düşünce ortamını sürekli saldırılarla daraltıp sonunda boğmak, işgalci güçlerin yapabileceği tıynette tahribatlardır. abd ırak'ta bunu yapmıştır. artık ırak, bilim, sanat, edebiyat ve düşün alanındaki yetişmiş insanlarını kaybederek "bir hiç" halini almıştır. "allah nasip ederse" bizim de bir hiç olmamıza az zaman kalmıştır.
bir yıl kadar önce başbakanın kızına güya hakaret eden tiyatrocuya karşı intikam almaktır.
milletin parasıyla 'sanat' adı altında millete hakaret edenlere, 'kusura bakma kardaş
madem söveceksin, bari bunu kendi paranla yap' amaçsa amaç.
madem söveceksin, bari bunu kendi paranla yap' amaçsa amaç.
mevcut pisliğin her türlüsünün ülkenin elit ve aydın gruplarından gelindiği düşünülmesi ve yok edilmesi.
Devletin bir kamburundan kurtarılmasıdır. Devlet memuru sanatçı mı olur. KPSS ile mi alacaksınız balerinleri , baletleri.
devlet tiyatrolarını kaldırıp devlet sinemalarını açmaktır amaç.
bizim gibi bir iktidar varken bir de tiyatroya ne gerek var diyenlerin anlaşılabilir amacı.
güncel Önemli Başlıklar