bugün
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek17
- taktik verin16
- anın görüntüsü11
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur29
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi8
- gecenin şarkısı11
- maca sekiz10
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri32
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- en obez özelliğiniz19
- türklerin çok kolay devlet kurması17
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması15
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- icardi190518
- arda güler11
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak10
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- sevdiğiniz sözlük yazarları17
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- arkadaşlar bu alınır mı8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
- yemek yemeyi sevmeyen insan8
- ileride evleneceğiniz kişi şuan ne yapıyor9
- nişanlı kalmanın saçma olması9
- tayyip erdoğan'ın israil anadolu'ya girecek demesi21
- 15 mayıs 2024 türkiye japonya voleybol maçı13
- karşı cinse giyim önerileri12
- iyi bir insan olmak için ne yapmam lazım12
- mauro icardi'nin karısı8
işte bu!
tam da zurnanın zort dediği yer; tazminat tartışması...
yoksa sana göre isyan, ona göre katliam. kişiye ve bakış açısına göre değişir. hiç girmeyeceğim şöyle mi olmuş böyle mi olmuş, tarihçilere mi bırakılmalı yoksa bakkal-manav da tartışmalı mı...
seksen yıldan fazladır tartışılan Dersim mevzusu ortalığa kabak gibi dökülür durur, bazı hukukçular "tazminat" konusunu da akıllarına getirirler.
Tanzimat değil, bildiğiniz tazminat, "ödence" diye bir karşılık da uydurmuşlar. Zarar ziyanı karşılama parası yani...
Dersim'de ölenlerin torunlarının dava açıp tazminat isteme hakları var mı? On binlerce kişi... Ceza davası açılamıyor. Atatürk'ü mü mahkemeye vereceksiniz, inönü'yü mü, Bayar'ı mı, Sabiha Hanım'ı mı?
Ama "devleti" mahkemeye verip para isteme yolu açık.
Benzer bir sıkıntı şu ünlü "Ermeni kırımı" konusunda da geçerlidir.
Siz bakmayın "tarihçilere bırakalım" deyip topu taca atana hokkabazlara... Maçası sıkışan tarihçilere bırakıyor. Bırakmıyor da bırakırmış gibi yapıyor.
Adına ister soykırım deyin, ister otkırım, ister botkırım, 1915 yılında bir "kırım" olduğunu en azgın faşist bile artık inkar edemiyor (onlar da "o dönemin şartları" lafazanlığıyla topu taca atmaya çalışıyorlar.)
Çok düşündüm: Yüzde yüz bir "ittihatçı suçu" olan bu katliama, halkın temsilcileri olan, yani ittihatçı bürokrasiye rağmen ve hatta onunla çatışarak iktidara gelmiş olan bugünkü yöneticiler niçin sahip çıkmak zorunda hissederler kendilerini?...
Orduyla büsbütün papaz olmamak için mi?
Oysa ordunun hiçbir suçu yok katliamda, parti yönetiminin ve kadrolarının, örgütlenmiş başıbozukların suçu var.
Teşkilat-ı Mahsusa'nın suçu var... Haa, bu biraz "nazik" bir mesele. Ama Osmanlı'yı reddediyorsanız bu hesabı Milli istihbarat Teşkilatı'ndan sormaya da hakkınız olamaz.
"Henüz zamanı gelmediği", şartlar olgunlaşmadığı için mi? (Demirel'in deyimiyle, zamanlama bir sanattır.)
Ermeniler'i hem kesen hem de mallarına mülklerine el koyan "eşrafın" suçu olduğu için mi? Eşrafın "variyetini" kazıyın, altından Ermeni kanı ve malı çıkar.
Dedim de... Yoksa işin ucunda para olduğu için mi?
Kırım "resmen" kabul edilse, arkadan tazminat davaları çorap söküğü gibi gelecek, devlet milyarlarca dolar ödemek zorunda kalacak.
Kürt ayaklanmasına iki yüz milyar dolar döktük, bir o kadarını da Ermeni tazminatı olarak mı ziyan edeceğiz? Hem de ekonominin penguen gibi yürüdüğü şu sıralarda... Mesele budur.
Ben asıl şunu soruyorum: Devlette "süreklilik esası" var mıdır, yok mudur?
Yoksa, Dersim olayları için neden millet zamanında özür diledi?
Varsa, 1915 olaylarını neden konu dışı tutuluyor?
"O başka bir devletin işidir, bizim değil Osmanlı'nın sorunudur" diyecekseniz niçin Abdülmecid sempozyumu düzenlendi lan bu ülkede o zaman?
hep söylüyorum biz tarihi işimize geldiği gibi eğip büküyoruz...
tam da zurnanın zort dediği yer; tazminat tartışması...
yoksa sana göre isyan, ona göre katliam. kişiye ve bakış açısına göre değişir. hiç girmeyeceğim şöyle mi olmuş böyle mi olmuş, tarihçilere mi bırakılmalı yoksa bakkal-manav da tartışmalı mı...
seksen yıldan fazladır tartışılan Dersim mevzusu ortalığa kabak gibi dökülür durur, bazı hukukçular "tazminat" konusunu da akıllarına getirirler.
Tanzimat değil, bildiğiniz tazminat, "ödence" diye bir karşılık da uydurmuşlar. Zarar ziyanı karşılama parası yani...
Dersim'de ölenlerin torunlarının dava açıp tazminat isteme hakları var mı? On binlerce kişi... Ceza davası açılamıyor. Atatürk'ü mü mahkemeye vereceksiniz, inönü'yü mü, Bayar'ı mı, Sabiha Hanım'ı mı?
Ama "devleti" mahkemeye verip para isteme yolu açık.
Benzer bir sıkıntı şu ünlü "Ermeni kırımı" konusunda da geçerlidir.
Siz bakmayın "tarihçilere bırakalım" deyip topu taca atana hokkabazlara... Maçası sıkışan tarihçilere bırakıyor. Bırakmıyor da bırakırmış gibi yapıyor.
Adına ister soykırım deyin, ister otkırım, ister botkırım, 1915 yılında bir "kırım" olduğunu en azgın faşist bile artık inkar edemiyor (onlar da "o dönemin şartları" lafazanlığıyla topu taca atmaya çalışıyorlar.)
Çok düşündüm: Yüzde yüz bir "ittihatçı suçu" olan bu katliama, halkın temsilcileri olan, yani ittihatçı bürokrasiye rağmen ve hatta onunla çatışarak iktidara gelmiş olan bugünkü yöneticiler niçin sahip çıkmak zorunda hissederler kendilerini?...
Orduyla büsbütün papaz olmamak için mi?
Oysa ordunun hiçbir suçu yok katliamda, parti yönetiminin ve kadrolarının, örgütlenmiş başıbozukların suçu var.
Teşkilat-ı Mahsusa'nın suçu var... Haa, bu biraz "nazik" bir mesele. Ama Osmanlı'yı reddediyorsanız bu hesabı Milli istihbarat Teşkilatı'ndan sormaya da hakkınız olamaz.
"Henüz zamanı gelmediği", şartlar olgunlaşmadığı için mi? (Demirel'in deyimiyle, zamanlama bir sanattır.)
Ermeniler'i hem kesen hem de mallarına mülklerine el koyan "eşrafın" suçu olduğu için mi? Eşrafın "variyetini" kazıyın, altından Ermeni kanı ve malı çıkar.
Dedim de... Yoksa işin ucunda para olduğu için mi?
Kırım "resmen" kabul edilse, arkadan tazminat davaları çorap söküğü gibi gelecek, devlet milyarlarca dolar ödemek zorunda kalacak.
Kürt ayaklanmasına iki yüz milyar dolar döktük, bir o kadarını da Ermeni tazminatı olarak mı ziyan edeceğiz? Hem de ekonominin penguen gibi yürüdüğü şu sıralarda... Mesele budur.
Ben asıl şunu soruyorum: Devlette "süreklilik esası" var mıdır, yok mudur?
Yoksa, Dersim olayları için neden millet zamanında özür diledi?
Varsa, 1915 olaylarını neden konu dışı tutuluyor?
"O başka bir devletin işidir, bizim değil Osmanlı'nın sorunudur" diyecekseniz niçin Abdülmecid sempozyumu düzenlendi lan bu ülkede o zaman?
hep söylüyorum biz tarihi işimize geldiği gibi eğip büküyoruz...
güncel Önemli Başlıklar