bugün

müslümanın vazgeçilmez felsefi yöntemidir. Ancak gerçekte felsefe tarihi ve düşüncesinde bunun içine mantık da girdiği için felsefe olmayan ve adı safsata olan bir metottur. Herhangi doğa olayını,olguyu, yasayı hem allah a dayandırır en baştan hem de bu olgudan hareketle allahı kanıtlamış olduğunu varsayar akabinde. Kendinden menkul kanıttır.

Örneğin:
1. aşama: "ya bu ağaçlar nasıl büyüyor, bu taşlar neden burada, su niye akıyor böyle berrak berrak."

burada bir parantez açalım. bu olgular hakkında kişinin herhangi bilgisi veya bu bilgiye dayanan,mantık çerçevesinde bir akıl yürütme yoktur. Kişi bunları anlamamakta, nedenlerini de bilmemektedir. Ancak bu bilgisizliğini yani cehaletini sonradan kanıtlamaya çalışacağı,daha doğrusu zaten baştan kanıtlanmış saydığı önermeye de malzeme yapacaktır.

2. aşama: önerme aşamasıdır ve şöyledir. "Bunlar böyle kendiliğinden oluşamaz bir nedeni olmalı bütün bunların"

burada da aslında kişi sayısız şeye sorduğu aynı sorunun cevabını vermemekte ve bilmemekte,sadece sebep sonuç ilişkisinin kendisine yaslanarak ki aslında sebep sonuç ilişkisi kurma zorunluluğuna da kendisi mahkumdur, sonraki sonuç önermesini pekiştirmek gayesindedir.

3. aşama: kesin sonuç önermesi aşamasıdır. "bütün bunların dayandığı nihai sebep sadece ve sadece allah olabilir"

böylelikle de çember tamamlanmış herşeyin asıl cevabı bulunmuş varsayılır. Başlangıç önermesindeki bilgisizlik ile sonuç önermesi arasında bilgi açısından bir fark bulunmaz en başta olduğu gibi sonunda da kişi hala hiç bir şey bilmemektedir. Ancak bu bilgisşizliğini de bilemeyeceğine,çünkü allah dan başka hiç bir gücün gerçeği bilemeyeceğine bağlamış durumdadır.

Bu klişe vasıtasıyla solucanın topraktaki hareketinden tutun, evrende oradan buradan duyduğu her şeyi allaha kanır varsaymaya başlar. Taş var demek ki allah var, gök mavi demek ki allah var,ben ev yaptım kendi olmadı demek ki allah var vs vs.
Lakin islamın kutsal kitabındaki yazım üslubu ve telkin metodu da aynen bu şekildedir ve tanrı kullarına kendisini bu şekilde kanıtladığını varsaymaktadır her ayette. işin komiği bu kısır mantık anlaşılamayıp bir nevi telkin olduğu için, bu kendinden menkul ayetler de ibretlik kanıtlar olarak karşımıza çıkmakta ve gülmemize neden olmaktadır.

aferin çok zekisiniz, neden teknoloji ve bilimden bi haber olduğunuzu anlıyorum.
teknoloji ve bilimle Tanrı'nın yerine geçen yazar saçmalaması. bu arada kimin hangi konular hakkında bir haber olduguda açıkça belli oluyor.
evet oldukça bilgim var. mesela tez anti tez,sentez, hipotez, teori-kanun bilimsel düşünce metotlarıdırlar. varsayım, kesin yargı, nihai asıl gerçek savları ise gerçeklerle ilgisi olmayan kendinden menkul ön kabullerdir. Birinciler düşünsel metotların gelişip insanlığın da gelişmesine ikincciler boş inançlarla oyalanıp kendini hiç yoktan hikmet sahibi varsaymaya götürür.

Ha ek olarak öznel açıdan neyin saçma olup olmadığına bunlar saçmadır diyen kişinin yargısı karar veremez bu da önemli bir kıstastır. Neyin saçma olduğunu nerede mantıksızlık bulunduğu gösterilmelidir. Aksi halde boş konuşmaktır.