bugün

çok kötü bir deneyimdir, paylaşmak isterim.

bütün hayatım o günden sonra değişmişti, herşey ama herşey o günden sonra çok farklı olcaktı.. sadece acıktığım bir öğlendi ve aradığım tek şeyse güzel bir yemek yiyip güne kaldığım yerden devam etmekti. önce yemekhaneye gidip yemek kuyruğuna girdim, hevesle yemek için beklemeye başladım, gitgide daha çok acıkıyordum, sabırsızlanıyordum.. yemeğimi aldıktan sonra gözüme en yakın masalardan boş olan birini kestirdim, hızlıca sandalyeyi çekip tepsiyi masanın üstüne koydum, yerime oturdum ve enfez gözüken yemeğe çatalımı daldırdım, o ilk lokmayı almak için ağzımı açtım. ilk lokmalar aç bir insan için uzun süre ayrı kaldığı sevgilisine sarılmak gibi birşeydir hele hele benim gibi yemeğe düşkün olan biri için hayatının aşkına kavuşmak bile diyebiliriz. çatalı ağzıma doğru götürürken enfez yemeğin kokusu dürtülerimi tahrik edercesine ağzımı sulandırıyordu, dilim hafiften kendini dışarı doğru bırakmış ağzım kocaman açılmış ve işte o an artık buluştular.. ve birden beynimde şimşekler çakıverdi.. geceliyin yatağınızda ki yabancıyı eşiniz sanıp onla ölesiye sevişip sevgi sözcükleri sarfettikten sonra sabah uyandığınızda o olmadığını görünce ne yapardınız. işte bu yemeğin ilk lokmasını yuttuğumda hissettiğim şey tam olarak böyle birşeydi. bu açlık, bu istek bu arzu ve bu kereviz yemeği. o lokmayı yuttuktan sonra artık hayatımda herşey değişmişti. bir paranoyak manyak olup çıkmıştım. . ne zaman bir hediye paketi açıcak olsam veya yeni bir şarkı dinliycek olsam ve hatta çok çekici biriyle yatağa girerken bile o gün hala aklıma gelir ve acaba derim, acaba yine bir kerevizle mi karşılaşçam...
bahçelerde kereviz biz kereviz yemeyiz..