bugün

yaşının bütün güzelliğiyle uykudaydı.. heyecanı gizleyemez ya o yaştakiler, uyurlardı bu yüzden. her evde ayrı bir gece, gelir üzerini örterdi onun her gece.. ve o yaşa yakışmayan rüyayı görüyordu. rüyası bitsin diye de sallandı dünya, ağustos ve marmara..

çığlıklar başladı sonra, uyanmadı kız, değişmişti ya rüyası.. elini tutuyordu sevdiğinin, bir ara kızıyorlar gibi geldi kıza.. kapadı kulaklarını dünyaya..

ve dünya, duymasını bekliyordu renkli acıtan televizyondan..
sonradan öğrendik ki kızın adı marmara'ydı.. keşke sevmeseydi ağustosu.. televizyonda eğilmiş adamın donuk görüntüsünün arkasından geliyordu ses.. canlı vardı içerde, biliyorlardı ama seslerini duyan yoktu..
binlerce insanımızın bundan tam 10 yıl önce 17 agustos 03:02 de gölcük'de meydana gelen 7.4 büyüklüğünde ki deprem sonrası ölümünü hatırlatır bizlere. o felaketi yaşamayan çığlıkları yürüğinde hissetmeyen kimse anlayamaz aslında neler olduğunu. ölenler öldü kalanlar kaldı yüzbinlerce insanın ciğeri yandı ama benim gibi o depremi yaşamış insanların ciğerini depremden daha çok yakan deprem sonrası kusurlu bulunan yetkililere açılan davaların zaman aşımına ugraması, suçlu bulunanların ise çok komik cezalarla kurtulması oldu. son olarak allah hepsinin belasını versin yedikleri rüşvetin ve kazandıkları kara paranın içinde boğulsunlar.