bugün

Dış politikada bizim üstümüze yoktur. Üç buçuk milyarlık dünyayı dize getirecek gücümüz sağ olsun. Bir kere biz asarız, keseriz ve ezeriz. Atalarımız da zaten kızdıklarını yan yana dizer, kılıçtan geçirirlerdi. Sadece son günlerde bir zorluğumuz var, o da Amerika'nın halt edip silah vermemesi. Şimdi bekliyoruz. Washington'daki keçi sakallı Sam'ın Kongresi, bize silahla biraz da para vermeyi onaylayacak mı, onaylamayacak mı diye...
***
O silahla parayı versin, gerisine karışmasın. Bizim dış politikamızın temeli budur. Bize birisi durmadan silah, birisi de durmadan para vermelidir. Gerisi kolaydır. Biz asar, keser ve ezeriz... Hatta canımız isterse anasını bile şey ederiz... Ama parayla silahı başkası vermelidir. Sonra da ne yapacağımızı bir kıyıya çekilip seyreylemelidir.
***
Atalarımız üç kıtaya hükmederdi. Venediklileri de, Viyanalıları da sık sık yan yana dizer, kafasını keserdi. Yunanlıları da keserdi, Bulgarları da keserdi, Rusları da keserdi, italyanları da keserdi. Romenleri de keserdi, Macarları da keserdi, Makedonyalıları da keserdi, Hırvatları da keserdi, Çekleri de keserdi, Sırpları da keserdi, Lehleri de keserdi, Almanları da keserdi, ingilizleri de keserdi, Fransızları da keserdi.
***
itoğlu itler, kesildikçe budanmış gibi olup geliştiler.
Bize silahla para versinler, vallahi yine... Alim Allah... Şöyle avucumuza tükürdük mü... Dünyanın bir ucundan girip bir ucundan çıkarız. Bizim dış politikamızın üstüne yoktur... O nedenle bize herkes saygı duyar.
***
Dış politika demek, silahla parayı başkası verdikçe ve de aklına estikçe canının istediğini kesmek demektir.
Osmanlı imparatorluğu neden battı? Kese kese kesecek kimse kalmayınca, can sıkıntısından battı.
Dünyaya gelmekten murat başkasını kesmek,ezmek, asmak, öldürmektir. Biz de dünyaya geldiğimize göre, birilerini asıp kesip öldürmemiz gerekir. Kimseyi bulamazsak, kendi kendimizi asar-keser, öldürürüz. Gençleri öldürürüz, yoldan geçen yayaları öldürürüz, karıları-kızları öldürürüz. Denizdeki balıkları, kümesteki tavukları, hastalanan alıkları öldürürüz.
***
Dış politika, kızdığını öldürmek demektir. Tek silahla para versinler bize. Önce Asya'dakilerin üstüne gidelim. Sonra Avrupa'dakilerin. Sonra Afrika'dakilerin. Avustralya ile Amerika'nın da üstüne gittik mi; karalar ve denizler cepte keklik sayılır. Kurtları kuzuları, kuşları böcekleri de öldürdük mü, dış politika sağlama bağlanır.
***
Şimdi keçi sakallının kararını bekliyoruz. Sonra ne kadar Müslüman varsa istanbul'a çağırıp dönerle pilav yiyerek namaz kılacağız. Bozkurdun resmini de Çin Seddi'nin duvarına asacağız.
***
Dünya çok karıştı. Her yerde bozguncu var. Buna bir çare bulmak gerek. Geleneklerimizi unutmayalım. italya sola kayıyor. Fransa da, olmadık rezillikleri yayıyor. Filipinler curcuna, Tanzanya halt ediyor. Mali bulanık...
Solcuyum diyen kimseyi takmıyor, bizim evde de sular akmıyor. Böyle şey olmaz. Dış politika yapmalıyız. Çok iyi biliriz dış politikayı. Önümüzdeki ay temmuz ayı. Atalarımız asar, keser, ezerdi. Şule artık kocadı, eskiden çok gezerdi. Bizim tek derdimiz para... Biri bize silah vermeli. Her türlü izm'e karşıyız. Malı olmayan pahalı çarşıyız. Dış politikamız sayesinde güçlüyüz. Atalarımız sayesinde övünçlüyüz.
***
Biz erkeğiz ayrıca... Erkek ne demek? Dış politikada kime rastlarsa anasını şey eder demek... Bizim dış politikamız çok geçerlidir. Kahveci Arif'in çayları şekerlidir. Ayrıca biz kurnazız, zekiyiz, yuttururuz, yutturduğumuzu da unuttururuz. Amerika bize silah vermeli. Para de vermeli. Biz neyin düşmanıyız? Biz özgürlüksüzlüğün düşmanıyız. Biz çok severiz özgürlüğü, uygarlığı, yalnız işte şu döviz darlığı... Biraz para bulsak... Görün siz dış politikayı!
***
Hiçbir izm istemiyoruz... Turizm hariç. Kemalizm sonra gelir. Kökü dışarıda fikirlere paydos. Marmara'yı karıştırıyor lodos.
Kökü dışarıda silaha evet. Kökü dışarıda paraya hay hay... Elektrik kesildi vay vay!.. Sevim başkasını seviyor ay ay! Dış politika çok önemli... Sovyetler'le dostuz. Üçüncü Dünya arkadaş. Batı'ya dönük, NATO'ya bağlı, sollu sağlı ve yağlı. Fatma'ya boş ver. Fatma çok edalı...
Dış politikada atalarımızı unutmayalım. Geleneklerimiz kutsaldır. Sakallı silah vermeli. Yoksa kızarız. Kızarsak da yakarız. Şimşek gibi çakarız. Dış politikayı iyi yürütüyoruz. içeride barış, dışarıda barış. Herkesle dostuz. Kızarsak keseriz ha... Kızarsak asarız haaa... Kızarsak yatırır, tükürüksüz öperiz haaaa...

çetin altan
DIŞ POLiTiKA

BAKAN, Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturunca, bürokratları çağırmış ve "Bana, ülkelerin dış politika anlayışları hakkında bir rapor hazırlayın" demiş. iki gün sonra bir dosya getirmişler önüne.
Bakmış,içinde tek bir yaprak ve üzerinde 10-15 satır yazı. Şaşırmış önce ve "Bu ne?" der gibi dudaklarını büzmüş, sonra okumuş.

"Suudi Arabistan'ın Riyad şehrinde, farklı ülkelerden gelen bir
turist grubu, bir dinlenme yerine giderek buz gibi kola ısmarlamışlar.
Kolalar gelince bardaklarında birer karasinek olduğunu farketmişler.

iNGiLiZ, başka bir bardakta yeni bir kola istemiş.

iSVEÇLi, aynı bardakta yeni bir kola istemiş.

FiNLANDiYALI, sineği bardaktan çıkardıktan sonra kolayı içmiş .

RUS , kolayı sinekle birlikte içmiş.

ÇiNLi, sineği yemiş, kolayı içmemiş.

YAHUDi, sineği yakalayıp Çinli'ye satmış.

JAPON, değerlendirilmek üzere, sineği Tokyo'ya göndermiş.

YUNANLI, kolanın yarısını içtikten sonra itiraz ederek yeni bir kola istemiş.

NORVEÇLi, kolayı içtikten sonra bardaktaki sineği balık yemi olarak kullanmış .

iRLANDALI, sineği ezip kolayla karıştırmış ve ingiliz'e içirmiş.

AMERiKALI, 5 milyon dolarlık tazminat davası açmış. Arabistan hükümeti, özür dileyerek, 10 milyon dolar tazminat ödemiş.

Bakan, bıyık altından gülerek rapordan hoşlandığını belirtmiş.
"iyi, güzel de, bu turist grubunun içinde bizden biri yok muymuş?" diye sormadan edememiş.

"Varmış efendim" diye cevaplandırmışlar. Bakan devam etmiş, "Peki, o zaman, O ne yapmış?".
Bürokratlar biribirinin yüzlerine bakmışlar. içlerinde en tecrübeli olanı, bir adım öne çıkıp, cevap vermiş,

"TÜRK, olayı şiddetle kınamış." *
abdullah gül, dışişleri bakanlığı koltuğuna oturunca,bürokratları çağırmış ve "bana, ülkelerin dış politika anlayışları hakkında bir rapor hazırlayın" demiş.
iki gün sonra bir dosya getirmişler önüne. bakmış,içinde tek bir yaprak ve üzerinde 10-15 satır yazı.
şaşırmış önce ve "bu ne?" der gibi dudaklarını büzmüş, sonra okumuş.

suudi arabistan'ın riyad şehrinde, farklı ülkelerden gelen bir turist grubu, bir dinlenme yerine giderek buz gibi kola ısmarlamışlar.
kolalar gelince bardaklarında birer karasinek olduğunu farketmişler.

ingiliz, başka bir bardakta yeni bir kola istemiş.

isveçli, aynı bardakta yeni bir kola istemiş .

finlandiyalı, sineği bardaktan çıkardıktan sonra kolayı içmiş .

rus , kolayı sinekle birlikte içmiş .

çinli, sineği yemiş, kolayı içmemiş .

yahudi, sineği yakalayıp çinli'ye satmış .

japon, değerlendirilmek üzere, sineği tokyo'ya göndermiş.

yunanlı, kolanın yarısını içtikten sonra itiraz ederek yeni bir kola istemiş.

norveçli, kolayı içtikten sonra bardaktaki sineği balık yemi olarak kullanmış .

irlandalı, sineği ezip kolayla karıştırmış ve ingiliz'e içirmiş.

amerikalı, 5 milyon dolarlık tazminat davası açmış. arabistan hükümeti, özür dileyerek, 10 milyon dolar tazminatt ödemiş.

bakan, bıyık altından gülerek rapordan hoşlandığını belirtmiş. "iyi, güzel de, bu turist grubunun içinde bizden biri yok muymuş?" diye sormadan edememiş. "varmış efendim" diye cevaplandırmışlar.

bakan devam etmiş, "peki, o zaman, o ne yapmış?".
bürokratlar biribirinin yüzlerine bakmışlar. içlerinde en tecrübeli olanı, bir adım öne çıkıp, cevap vermiş,

"türk, olayı şiddetle kınamış..."
Eskiden TC'nin dış politikasında bir çokbaşlılık vardı; Davutoğlu ve eşrafı farklı bir şey söylüyordu RTE farklı bir şey. Sonra gelsin ayarlamalar makyajlar.

%41 oy cumhurbaşkanı olarak RTE'nin gücünü bayağı azaltacaktır; öyle her şeye atlayıp zıplayamayacak. Çünkü neredeyse kendi seçimi haline getirdiği bu seçimde etkisinin pek kalmadığı görüldü. O yüzden bundan sonra dış politikada en azından tutarlı ve tek sesli bir çizgi görebiliriz. bu da türkiye'nin lehine olacaktır.
Zamanında Benito Amilcare Andrea Mussolini'nin:
"Sürekli barış ne mümkün ne de faydalıdır. Sadece savaş insan enerjisini en yüksek gerilimde tutar. Savaş dışındaki diğer bütün sınavlar insanı önemli kararlar almak zorunda bırakmazlar. Yalnızca savaş, yaşama ya da yok olma kararlarının alındığı durumdur." diyerek önceden belirttiği politika.
herkesle kavga etmektir. çok da zor değil aslında.