bugün
- bütün sözlük erkekleri alçaktır9
- jose mourinho22
- sözlük erkeklerinin sözlük kızlarına karşı tutumu10
- neden sürekli kabız oluyorum18
- 21 eylül 2024 fenerbahçe'ye verilen penaltı17
- anın görüntüsü31
- sudekiray16
- sari renkli seker15
- sabah başlayan baş ağrısı8
- victor osimhen9
- bik bik'in mutfağına konuk olmak15
- mert hakan yandaş12
- eve çağıran erko24
- bimde çalışanda akıl var mı17
- metin arolat46
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı109
- fenerbahçe taraftarı30
- ismail kartal9
- the crying one9
- okan buruk19
- fenerbahçe nasıl kurtulur10
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri18
- gabriel sara'ya 19 milyon veren mallar9
- fenerbahçe9
- siber güvenlik başkanlığı10
- arkadaşlar sizce bu bana yakışır mı11
- sözlük erkeklerinin arabaları10
- seks kasedinizi yaymakla tehdit edilse naparsınız10
- herkes uyudu mu8
- aranızda medyum olan var mı12
- narin güran18
- fb gs'yi yensin götüme rakı şişesi sokarım8
- cumartesi gecesi fenerli yazarlar kucağa oturacak8
- b'u r c u24
- ya tarkan da ölürse10
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- amca diyen kasiyer kız8
- otobüste uyuyamamak8
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın9
- bel çevreniz kaç cm12
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- sağ yan ağrıması8
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
Tanım: Şule GÜRBÜZ'ün bir kitabı ve 2012 edebiyat eleştirmenleri tarafından en iyi 10 kitaptan biri seçilmiştir.
Zamanın Farkında'lığıyla bizi kendisine hayran bırakmıştı yazarımız, aslında Coşkuyla Ölmek kitabını okumak içinde biz coşkuyla akıl sağlığımızı bozmak istiyoruz denilebilir. Oğuz Atay kaleminde yazan nadir yazarlamızdandır kendisi ve edebiyatın bize büyük bir armağınıdır. Hep yazasın bizi mahrum bırakma kaleminden, düşüncelerinden, kelimelerinden, kitaplarından.
"Ah ilim, ah irfan, Çin'de misin, şu ihtiyar kadının dizinde misin, teneffüs zilinin ipinde misin, okul bahçesinde duvarın dibinde misin, farz mısın, sünnet misin, domatesli pilavın tutmuş dibinde misin, şu karaçamın dikeni misin, tespih çekerek yük taşıyan hamalın eli misin, kar yağarken gülen simitçi misin, eski bir otomobil lastiği, süresi dolmuş ilaç şişesi, o şairin durup durup bahsettiği misin?"
"ihtiyar coşkusuz ölür, genç eğer ölürse coşkuyla ölür. itiraf edeyim, gençken ölmeyi çok isterdim. coşkuyla ölmek isterdim. kendi gözümde kendim ancak böyle tam ve gerçek olabilirdim. çok istedim çok". -Sayfa41-
Kitap Hakkında güzel bir söyleşi,
http://kitap.radikal.com....egil-ama-cok-derin-251919
Arka kapağındaki yazısı da size kitap hakkında ne ararsan var demektedir.
beklemek, bir şeyin yoluna ve haline girmesini beklemek, beklerken olacak olanın olması için gereken her türlü başka hale geçişlere, kalışlara tahammül etmek ne zor şeydi. başı da, ortayı da, sonu da bilip beklemek ne tahammülü güç şeydi. tanrının da yaptığı bu muydu? baş, orta, son belli, helak kaçınılmaz, ancak önemli olan o zamanı geçirmek, o zamandan geçmek. ve geldiğinde gelmemiş gibi, bilmemiş gibi, yaşamamış gibi gelmek, rüyayı görüp uyanmak ve neyse rüyaymış, demek ve aynı yerden uyumaya devam etmek. yaşamaya da, ölmeye de yazık. bu ölüm için yaşamaya, bu yaşamak için ölmeye yazık. mezarlıklara, servilere, süsenlere, nisan sonunda açan katırtırnaklarına, telaşlı karıncanın adımlarına yazık, mezar taşına konup da bağıran karganın sesine yazık, ölüme ağlayan şaire, yaşam var zanneden filozofun nefesine yazık, şen taklalarla ilk senelerinde koşup zıplayan, ağaçlara tırmanırken seyredilip seyredilmediğini kontrol eden kedinin tırnaklarına yazık, ağdaki balığa, lokantada onu bekleyen anguta, önce ön iki ayağını sonra arkadakileri ovuşturup bu hareketinden büyük kâr ve kisve uman karasineğe yazık, hortumunu sallayan koca file, sanatlı sıçrayışı ile dahi boşluğu dolduramayan yunusa yazık, grafon kâğıdından gelincik ve petunyalara, en pürüzsüz çakıl taşına, kum olmuş zavallıya, sağdan sağdan yürüyen eşeğin inadına, yol kenarlarındaki ısınmış dikenlere, kozalağın içindeki fıstığa, duvara yapışmış yosuna yazık, bu topu binyıllardır çevirip duran sema-i muğlâka, titreyen kanatlara, açılan göğe ve onun katmanlarına, havanın, suyun olduğu, olmadığı yerlere yazık.
görsel
Zamanın Farkında'lığıyla bizi kendisine hayran bırakmıştı yazarımız, aslında Coşkuyla Ölmek kitabını okumak içinde biz coşkuyla akıl sağlığımızı bozmak istiyoruz denilebilir. Oğuz Atay kaleminde yazan nadir yazarlamızdandır kendisi ve edebiyatın bize büyük bir armağınıdır. Hep yazasın bizi mahrum bırakma kaleminden, düşüncelerinden, kelimelerinden, kitaplarından.
"Ah ilim, ah irfan, Çin'de misin, şu ihtiyar kadının dizinde misin, teneffüs zilinin ipinde misin, okul bahçesinde duvarın dibinde misin, farz mısın, sünnet misin, domatesli pilavın tutmuş dibinde misin, şu karaçamın dikeni misin, tespih çekerek yük taşıyan hamalın eli misin, kar yağarken gülen simitçi misin, eski bir otomobil lastiği, süresi dolmuş ilaç şişesi, o şairin durup durup bahsettiği misin?"
"ihtiyar coşkusuz ölür, genç eğer ölürse coşkuyla ölür. itiraf edeyim, gençken ölmeyi çok isterdim. coşkuyla ölmek isterdim. kendi gözümde kendim ancak böyle tam ve gerçek olabilirdim. çok istedim çok". -Sayfa41-
Kitap Hakkında güzel bir söyleşi,
http://kitap.radikal.com....egil-ama-cok-derin-251919
Arka kapağındaki yazısı da size kitap hakkında ne ararsan var demektedir.
beklemek, bir şeyin yoluna ve haline girmesini beklemek, beklerken olacak olanın olması için gereken her türlü başka hale geçişlere, kalışlara tahammül etmek ne zor şeydi. başı da, ortayı da, sonu da bilip beklemek ne tahammülü güç şeydi. tanrının da yaptığı bu muydu? baş, orta, son belli, helak kaçınılmaz, ancak önemli olan o zamanı geçirmek, o zamandan geçmek. ve geldiğinde gelmemiş gibi, bilmemiş gibi, yaşamamış gibi gelmek, rüyayı görüp uyanmak ve neyse rüyaymış, demek ve aynı yerden uyumaya devam etmek. yaşamaya da, ölmeye de yazık. bu ölüm için yaşamaya, bu yaşamak için ölmeye yazık. mezarlıklara, servilere, süsenlere, nisan sonunda açan katırtırnaklarına, telaşlı karıncanın adımlarına yazık, mezar taşına konup da bağıran karganın sesine yazık, ölüme ağlayan şaire, yaşam var zanneden filozofun nefesine yazık, şen taklalarla ilk senelerinde koşup zıplayan, ağaçlara tırmanırken seyredilip seyredilmediğini kontrol eden kedinin tırnaklarına yazık, ağdaki balığa, lokantada onu bekleyen anguta, önce ön iki ayağını sonra arkadakileri ovuşturup bu hareketinden büyük kâr ve kisve uman karasineğe yazık, hortumunu sallayan koca file, sanatlı sıçrayışı ile dahi boşluğu dolduramayan yunusa yazık, grafon kâğıdından gelincik ve petunyalara, en pürüzsüz çakıl taşına, kum olmuş zavallıya, sağdan sağdan yürüyen eşeğin inadına, yol kenarlarındaki ısınmış dikenlere, kozalağın içindeki fıstığa, duvara yapışmış yosuna yazık, bu topu binyıllardır çevirip duran sema-i muğlâka, titreyen kanatlara, açılan göğe ve onun katmanlarına, havanın, suyun olduğu, olmadığı yerlere yazık.
görsel
ne güzel, ne enfes bir kitaptır.
''Hayatla her anlaşmaya varan, varamayanın kederini artırır., onun garipliğine bir ilmek daha atar. Dünyayı her makul bulan onu ayıplayanı yalnızlaştırır,tuhaflaştırır, şartlarını her kabul eden ve ona göre davranan, yaşamada şart olmayacağını düşünenin önermesini daha da gizler, daha da bulunmaz yere saklar ve bunu arayanı da gitgide azaltır.''
''Hayatla her anlaşmaya varan, varamayanın kederini artırır., onun garipliğine bir ilmek daha atar. Dünyayı her makul bulan onu ayıplayanı yalnızlaştırır,tuhaflaştırır, şartlarını her kabul eden ve ona göre davranan, yaşamada şart olmayacağını düşünenin önermesini daha da gizler, daha da bulunmaz yere saklar ve bunu arayanı da gitgide azaltır.''
Kitabı 77.sayfasında noktaladım. Kitap beni içine çekiyor çekmesine lakin içine girmekte zorlanıyorum. Uzun betimleme ve uzun cümleler ile olaydan kopuyorum. Altı çizilesi yerlerim ve sesli gülümsemelerim mevcut.
Kitabı 77.sayfasında bıraktığım için hem kendi hem de Şule abla adına üzgünüm.
Umarım tekrar kavuşup büyük anlamlar çıkararak heyecanla okuyabilirim.
Kitabı 77.sayfasında bıraktığım için hem kendi hem de Şule abla adına üzgünüm.
Umarım tekrar kavuşup büyük anlamlar çıkararak heyecanla okuyabilirim.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar