bugün

Bu toplumun, üzerinde tam mutabakat sağlayacağı çok az şey vardır. Çünkü çeşitlilik adı altında isteyen istediği atı koşturabileceğini, kendi düşüncesinin en iyi olduğunu, diğer düşüncelerin yaşam hakkı olmadığını benimsemiştir. Bu durumda samimiyet ve hoşgörü maalesef akla gelmemektedir. Hemen her konuda dinlemek, empati kurmak ve anlamak yerine savunmak ve saldırmak üzerine kurulu bir söylem zemini oluşmuştur. Halk kimdir? Eline bayrak, diline marş alan herkes “Benim dediğim olacak, halk benim.” dediği müddetçe halktan bahsetmek gerçekçi olmayacaktır. Özgürlük nedir? Sınırsızlığın veya başkalarının alanlarına müdahale etmenin adına “Gerçek özgürlük bu.” denildiği sürece bu kavram da havada kalmaya mecburdur. Canımızı sıkan yaşadığımız kaotik ortamdan daha çok, bu ortamların süreklilik arz edecek ve ülkemizi derin kuyulara sürükleyecek günler görme endişesidir. Bunun için dışarıda olduğu kadar içeride de ellerini ovuşturan, birileri ölse, bir yerler yakılsa diye tetikte bekleyen insanlar vardır. ideolojik bataklıklarımızdan, sabit fikirlerimizden, önyargılarımızdan, bizim gibi düşünmeyenleri yok saymamızdan; dili, dini, mezhebi, düşüncesi, takımı ve partisine göre insanları değerlendirmemizden kurtulmadığımız sürece ne üzerimizde plan yapanlar bitecek ne de mutlu olacağız. Bu bataklıklardan kurtulmak için yerli olmaktan, birbirimize saygı duymak ve değer vermekten başka kurtuluş yolu yoktur. Ancak yeni bir dil ile bu noktaya ulaşırız. Kokuşmuş, eskimiş, yalan, dolan söylemlerle varılacak nokta girdaptır. Maalesef medya girdabın oluşması için zeminler hazırlamaktadır. Bu işin bayraktarlığını yapan medya platformlarının en önemli ayağını sosyal medya oluşturmuştur. Çünkü yukarıda fotoğrafını çekmeye çalıştığımız halk için gerçeğin önemi yoktur. Duymak ya da görmek istediği şeyin dillendirilmesi inanması için yeterli sebeptir. Sorgulamak ya da araştırmak aklına gelmez; çünkü düşüncesini besleyecek, nefretini/sevgisini artıracak olan şeyin yalan mı doğru mu olduğu önemli değildir. insanların birbirine saygı duyduğu ve sadece diğer tüm kimliklerini kenara bırakıp insan olduğu için kıymet verdiği bir toplum olmak, inanıyoruz ki şu anki durumumuzdan daha kolay erişebileceğimiz bir mertebedir. Buna ulaşmak için çok farklı yollar vardır ama özellikle eğitim sisteminde köklü değişikliklere gidilmelidir. Öncelikli olarak “eğitim” kavramının düzeltilmesine gerek vardır; çünkü insan eğitilmekten ziyade öğrenime ihtiyaç duyar. Okullarda tepeden tırnağa ezberci sistem yerine mantık, tartışma, farklı düşünme ve empati kurma gibi derslere ihtiyaç vardır.

okunması gereken bir analiz