bugün

genelde ince inşaat ve oto tamiri işlerine bakar bunlar. ne bileyim marangoz, sıvacı, fayansçı, , egzosçu, karbüratörcü olurlar ve yaptıkları her şeyle ama dikkat buyurun lütfen, her şeyle, meslekleri konusunda son derece cahil olduğumuzu yüzümüze bir güzel vururlar. bilerek de değil hem de yılların verdiği bir alışkanlık ve doğallıkla. bir de şu var tabii, evde sigortalar atsa, bir ampül ya da musluk contası değişmesi gerekse, bu tür işlerin her erkeğin elinden bir miktar geldiğini, amma iş arabanın şanzımanı, mutfağın kalebodurları ya da vitrinin camlarına geldiğinde bizlerin kendilerine muhtaç olduğunu bal gibi bilirler ve yaptıkları kasıntı hareketlerle durmadan bizi sinir ederler.

bir kere bu adamları kolay kolay bulamazsın. diyelim ki kahvede pişpirik oynarken buldun, ha deyince gelmezler. teklif ettiğin paraya değil o işi yapmak, şuradan şuraya gitmeyeceklerini belirtmekten çekinmezler. sanırsın ki tuzları kurudur, bağları bahçeleri villaları vardır. ama öyle mi? silkelesen ceplerinden 3 kuruş zor çıkan bu ustalar, zanaatlerine uygun gördüğünüz ücreti beğenmemeye yeminlidirler.

diyelim ki adamımız kaportacıdır ve her nasılsa sanayideki dükkanında buldunuz o yüce kişiyi. sanki randevuyla çalışan bir genel müdür edası sezersiniz. ilk yarım saat sizinle muhatap bile olmadan yaptıkları işlere devam ederler. bir soru sorarsınız, yüzünüze boş boş bakarlar. arabayı ne zaman alabilirim, acele olursa sevinirim dersiniz, oralı bile olmazlar.
tamirat evdeyse eve gelmeye ikna edemezsiniz mesela. evin kaçıncı katta olduğu bile önemlidir. sanırsınız ki adamımız ömründe hiç merdiven çıkmamış. dersiniz "usta, şu tuvaletin sifonu değişecek, şuraya da bir lavoba yapalım".
istediğiniz kadar deyin, sizin ne dediğiniz değil, onların neyi yapmaya niyetli olduğudur önemli olan. kocaman bir olmaz derler size. sanki bedeli karşılığında bir işi yapması için anlaştığınız insanla değil de ikna etmek zorunda olduğunuz işyerindeki müdürünüzle konuştuğunuzu hissedersiniz.

velhasılı kelam, zordur bu ustalar efendim. vakti zamanında babama o kadar dedim, baba beni endüstri meslek lisesine gönder diye. hiç bir baltaya sap olamasam bile, ustaların zulmünden korunmuş olurdum.
(bkz: pai mei)
(bkz: splinter usta)
çırağına güvenmeyen berber ustasıdır.