bugün

"olmaz" demeyin oluyormuş...

ama korkmayın. dünya tarihindeki ilk ve tek bulaşıcı kanser vakası tazmanya adasındaki tazmanya canavarında görülmüş. 1 aydır national geographic wild kanalında bu konu işleniyor. vaka da yeni değil, 4-5 yıllık bir mevzu. ve gerçekten insanı hayret içinde bırakıyor.

olay şu: ilk başlarda ağız ve kafa bölgesinde çok acayip yaralar ve anormal büyümeler farkediliyor bu canavarların. incelendiğinde görülüyor ki bunlar kanser hücreleri. sonra inanılmaz bir hızla tazmanya canavarlarının büyük kısmına yayılıyor. zavallıcıklar 3 ay içerisinde falan ölüyorlar. bilim adamları olayın şoku içerisinde araştırmalarına devam ettiklerinde, avlandıkları havyanları inceliyorlar, onlar normal. ne onlardan bulaşmış ne de o av hayvanlarına bulaşıyor (Ki ZATEN BULAŞMAMASI LAZIM. onuçlar normal yani). yavurlarda da gözlenmiyor hiç kanser vakası. yetişkinliğe ulaşanlarda görülüyor. ama o kadar hızlı artıyor ki kanserli canavar sayısı, bir bayan bilim insanı bunun bulaşıcı olduğu kanatine varıyor. dalga geçiliyor bu bayanla.

bayan azmediyor 2 yıl kanserli hücre örneklerini, hayvanların kromozom yapılarını falan araştırıyor ve canavarların birbirlerine kanser bulaştırdığını kanıtlıyor.

peki ama nasıl olur böyle birşey? onu da buluyorlar...

şöyle: 1941'e kadar tazmanya canavarları avustralya'da ve başka bir takım yerlerde daha yaşamaktayken insanlar ve ringo köpekleri nin yüzünden nesilleri yok olmak üzereyken bir şekilde birkaç tanesi, tazmanya adası'na kaçırılıyor. ve dananın kuyruğu burada kopmaya başlıyor. o adaya sıkışıyorlar ve mecburen aile içi cinsel ilişkiye girmek zorunda kalıyorlar. aile çeşitliliği sıfır çünkü. ve o kadar izole yaşıyorlar ki son 5 yıl öncesine kadar, hayvanların kromozomları birbirlerine inanılmaz şekilde benziyor artık. neredeyse canavarların hepsi "aynı" oluyor.

zamanda bir yerde yaratıklardan birisi bir şekilde kansere yakalanıyor. bu yaratıklar olgunluk çağına geldiklerinde o kadar saldırgan ve kavgacı oluyorlar ki, o ilk kanserli olan canavardan beri, birbirlerinin etlerisi ısırıp kanserli hücrelerini diğerine bırakıyorlar. ve işin hem bilimsel hem de şaşırtıcı kısmı şu ki: ısırılan hayvanın vücudu, kendi kromozomları ile ısıran hayvanın kromozomları aynı olduğundan, kanserli hücreyi kendi hücresi zannedip bünyesine alıyor. sonrası malum. o ona, o ona...

sonuç olarak, insan geliyor, hayvanları yerinden ediyor, doğal ortamlarından kovalıyor ve sonuç bu oluyor. bu güzel yaratıkların soyu bu hızla gider ise 17 yıl sonra tükenecek... neyse ki güzel bilim adamları var ve bunlar yavruları koruyup, cinsel birleşme ve anomalileri önleyecek çalışmalara başlamışlar.

insan doğayı ve canlıları mahvediyor. ama aynı insan onu kurtarabilecek de tek canlı. vah dünyanın haline.

umarım bu güzel ve nadide yaratığı kurtarabilir insanoğlu.