bugün

görsel

"madem öyle, işte böyle." demişler.

bu arada arka fondaki antep fıstığının fiyatı . 180 gramı 112 tl. kilosu 622 tl.
düşüyor mu böyle...
Türkiye'de üretilen her şey gibi en kötüsünü bize fahiş fiyattan kaktırıp, en iyisini ucuzca dışarı yolladıkları ürünlerden yanlızca biridir. Diğerleri: Limon, fındık, pastırma, baklava, portakal... Say say bitmez. insanımız çok paragöz oldu. Aslında bu gibi şeylerin ihracatı yasaklanmalı. Benim milletimin yiyemediğini başkası da yemesin! Avrunun dibini zıkkımın kökünü yesinler! Üç tane çiftçi, esnaf hıyartosu kâr edecek diye en değerli ürünleri ihraç etmenin anlamı yok. Misal; senelik Rusya'ya narenciye ihracatımız 80 milyon dolar kadar. Koca Türkiye bu paraya muhtaç değil ya. Devlet bunu alıp millete bedava dağıtsa daha iyi. Millet yesin de kafası çalışsın! Bize sattıkları hep ikinci kalite ve dünya para isteniyor. iktidar muhalefet olayı değil bu. Kim olursa olsun. Olmaz böyle!
malum, toplumda yaşanılan cehalet felaket boyutunda ki; hangi parti olursa olsun, insanların beni yönetsin diye seçtiği kişilere ve yapılan atamalara bakınız vermeye gerek yok.
istisnalar var ama istisnalar kaideyi bozmaz.

neyse, konumuza dönersek yine herkesin anlayacağı basitlikte anlatalım...

basit bir fizik kuralı vardır. ne kadar düştüysen çıkmak için harcayacağın mesafe aynıdır.
son 20 yılın getirisi (iyi veya kötü) 3-5 yılda yok edilemez.

size yalan söylüyorlar!
bu ülkede 0-20 yaş aralığında bir insanın geleceği yok edildi.
0-20 yaş aralığında bir kişi 21. yy gerekliliği olan insan gibi sağlıklı güvenli dengeli beslenme barınma eğitim ve çalışma hayatı sosyal güvenlik sağlık gibi yaşam için en basit temel insan haklarını elde edemeyecek.

aynı şekilde 20-40 yaş aralığında bir insan kendisinin ve çocuğunun, 40-60 yaş aralığında bir insan kendisinin ve çocuğunun ve de torununun geleceğini yok etti.

tabi ki yuvarlak rakam 95 milyonluk ülkede 1 milyonluk gelecek kaygısı olmayan ve aileden kalan belli bir birikim sahibi değilseniz...

edibüdü: ülke nüfusu için 95 milyon rakamı yuvarlak rakamdır. yolgeçen hanına dönmüş sınırlar ve gelen ne idüğü belirsiz insanların doğum oranlarını da hesaba katarsak ortaya çıkan rakam nüfusumuz 95 milyondur.
hangi parti, kişi, rejim, sistem, ideoloji vs iktidar olursa olsun bu ülkeyi düzlüğe çıkaramaz.
ne bileyim, bu ülkeyi bir güney kore yapamaz. dünya'da ilk 10 ekonomi arasına bu ülkeyi sokamaz.
daha önce de yazmıştım.
bu ülkeye allah peygamber yollasa bile bu ülke düzelmez.

edibüdü: evet, allah bile bazen kavimleri düzeltememiştir.
ne o! allah'ın gücü yetmez mi anladınız?
evet, anladığınız gibi...
bazen allah bile çaresiz kalır insanın cehaleti karşısında ve bunun için düzeltemediği toplumlara bakın.
ad kavmi, semud kavmi, şuayb kavmi, sebe kavmi, lut kavmi, firavun ve adamlarının helak olması, karun ve haman'nın yok edildiği, nuh ve nemrut felaketleri vs kur'an da anlatılanlara bakın.
yaşadığımız sorunlara çare bulmak için ilk önce toplum olarak maddi manevi bir zarar analizi yapmamız gerek.
ilk önce sorunu belirlemek, zarar analizini yapmak ve sonrasında kriz yönetimini her kesim-kısımı kapsayacak şekilde oluşturmalıyız. tabi ki bu kriz yönetimini bohemianist bir tarz ile de yapmamalıyız.

elimizde olan kaynakları tanımalıyız.
bu ülkeyi düzlüğe çıkaracak şey yeraltı yerüstü kaynaklar petrol, altın, tarım, hayvancılık, sanayi vs. değildir ve aslında bu kaynakların bir değeri de yoktur.

içinizde öküzün biri ne o saman değersiz mi diyebilir.
evet, saman değersizdir.
o samana değer katan insandır. eğitimli insanların toplumunda saman prezantabl ekonomik güç olarak ortaya çıkar.
eğitimsiz ve cahil toplumlarda petrol doğalgaz altın bile ekonomik güç olarak atıl vaziyette toplum devlet yararından ayrılır.
burada Venezuela, sierra leone vb amerika afrika kıtalarında fakirlik kriz yokluk içinde ülkelere bakınız verip oysa yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle çoğu gelişmiş ülkelerden daha zengin kaynaklara sahipken halkı açlık yokluk krizle boğuşmasına değinmiyorum.

ya da tarım hayvancılık ülkesi olan yurdumda insanların yeterli meyve sebze süt peynir et balık vb yiyemediğine alamadığına değinmeyeceğim.

insanlarımız eğitimsiz.
eğitimsizlik yetmez gibi bir de din ırk ideoloji siyaset etkisiyle adeta bir aiws sendromu yaşıyor.
bu aiws sendromu etkisiyle değerlerde erozyon ve toplumda yozlaşma kaçınılmaz oluyor.

edibüdü: bohemianism (bohemlik) aynı düşünen insanların kendi düşünce çıkar beklenti görüş içinde olması açısından örneklenmiştir.

aiws (Alice In Wonderland Syndrome) gulliver sendromu. toplum olarak ucuz ekmek kuyruğunda bekleyip ekonomi çok iyi, dünya bizi kıskanıyor demeyi makropsi-cisimleri olduğundan daha büyük görme, mikropsi-cisimleri olduğundan daha küçük görme açısından (aiws sendromlarının en bilineni) aiws ile örneklendirilmiştir.