bugün

bilinmezler içinde kaybolmakta denilebilir. şöyle ki; aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık misali bir yaşam felsefesi içinde olup rüzgara karşı tükürmeyi seçmektir. biraz kabaca bir tarif olduysada yaşamın gerçekliği bunu gerektiriyor. vesselam hiç tükürmemeyi seçmekte var tabi fakat sonu yoksa sonsuzluğun onuda yapamıyor insan. çıkmazın içinde yaşamak kalıyor geriye. yaşanıyor mecburiyetten.
gecenin derin düşünceleri ilham kaynağı olunca şahsıma böyle şeyler çıkıyor çok görülmeye...
boşlukta sallanmaktır...
boşlukta yardırabilmektir...
bir yaprak gibi rüzgar nereye eserse...
(bkz: yazar bu baslikta depresyona girmis)

ben de bu aralar cok buyuk bir bosluktayim.
(bkz: living in nirvana)
(bkz: astronot)
o halde o uzatıp ta çekilen, tutacakmış gibi yapıp ta tutmayan, uçurumun dibine sürükleyen eli tutmayı bırakmayı bilmeyi gerektirir. zira durum vahimdir. silkelenmelidir. ayağa kalkmalıdır. toparlanmalıdır. acilen kendine gelmelidir.

bu sarmaldan kurtulmak için gerçeklerin düzlemine çıkılmalıdır. aksi taktirde kurtuluş ümidi de zayıflar. oysa ki hayatta umutsuzluğa yer yoktur. var olanın umudu olmak zorundadır.

tüketilmiş ümitler / ümidi tüketilmişler, umut olamazlar. yeni umutlara yelken açmalı o halde...