bugün

buradaki bostan karpuz tarlasıdır. en büyük karpuzu 2-3 kilo civarında olan, tadı için değil yazın soğukluk olsun diye ekilmiş 4-5 dönüm bir yerdir.
işte orada tek başına yaşayan belki 100 yıllık bir armut ağacıdır. armutta yaban armutu ha. mavırlı, kiraz büyüklüğünde, içi pütür pütür. meyvesini kimse toplamaz. ben gibileri arada üstüne çıkıp bir iki tane yedikten sonra bıkıp aşağı iner ancak. he bir de iri ve iki renkli karıncalar yem yapar bunu.

ilginçtir bu hayvanlar da. belden aşağıları kırmızı, üst tarafları siyah. bi de kancaları vardır ki. ısırdımı acıtır hakkat.

hala durur mu bilmem. gidip sırtımı gövdesine yaslasam. bir iki armut yerken atletten giren karıncaları kovalamaya çalışsam. sonrada kırılmasın diye hasırla kaplanmış şişeden su içsem. sonra orada bulunmamın asıl sebebi olan kargaları kovalamak için yanımdaki gaz tenekesiyle gürültü yapıp, bundan ürkmeyen kargalara taş atsam.

pis hayvan bu kargalar " taş atma yazık deme" sakın. karpuzlara matkapla açılmış gibi delik acıp ziyan ederler, yeseler neyse.