bugün

açıklamaya fazla hacet bırakmayan ortak sorun ve tecrübedir. birini sevince öylesine üstüne düşüp amiyane tabirle dötünü kaldırıyoruz ki en sonunda o dötün altında can verenlerimiz bile oluyor. bunun yaşanmaması için bence abartıdan uzak durmaya çalışmak bu yollardan biridir.
ne kadar seviyor olsanız da, bardak taştığında arkasına bakmadan gideceğinizden emin olması eğer sizi kaybetmeyi göze alamayacak kadar seviyorsa döt kalkıklığı sorunundan bir nebze kurtulmanızı sağlar.
mümkün degildir.

maalesef her insanda bir ego mevcuttur ama az ama çok, sen seversin dostum dersin hoş ne söledigin de önemli degildir ya neyse işte, kendinden ödün verir çok seversin vakit geçirmek keyiflidir bla bla blaaa.
sonra bir bakmışsın bir gün bir hata işlemişsin ama ne kadar secdiginin önemi yoktur çünkü hata yapmışsın o zaman yapıcak bişey yok der dostun dedigin kişi ve ona en çok ihtiyaç dudugun dönemde siktiri çeker sana.
iki ileri bir geri yaparak ilişkiyi yaşarsanız sevginiz karşılıklı olur.
Ağzına sıçarak seversen gayet olandır.
Tepen tapılır mantığını ve sert davranışları ortaya koyarak sevmektir.
(bkz: söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil)

şimdi göt demeyelim ama bir insanı sevince gerçekten kalkıyor. ayağa falan kalkıyor. masadan kalkıyor.

en kötü ihtimal kaldırıp sana yaslıyor. afdbdghs.

kalkan bişeylerin olduğuna inanıyorum.

o değilde ben sevince, sevgiden ötürü şeyim de kalkıyor. o da ilginç bak. severken kalkıyor. insanlık hali abi. şeydir kalkar yani. yapacak bişey yok. bende tam tersi işte. sevince kalkıyor. sevmeyince iniyor.

ne diyordum.

(bkz: geçen yine kaldırıyorum)
(bkz: çıkardım masaya vurdum)
(bkz: sıcak su soğuk su)
donuna kum doldurmakla olandır.