bugün

"terörü akp ve gülen çözer" başlığının insanlarda nasıl bir etki yaptığını görüp , sonra açıp bir de konuyla alakalı köşe yazısını okuyunca asıl mevzunun bakmak ile görmek arasındaki fark olduğunu anlayan bünyenin irdeleyeceği noktadır.

zira "insanların yaptıklarını ,niye yaptıklarını bilmeden yargılamayın " der alimler..

başlığı okuyup gaza gelmektense , köşe yazısının içeriğini okuyup , iyice bir tahlil yapmak ve sonucunda karar vermek men mantıklısı olacaktır.

"terörö akp ve gülen çözer" başlığı üzerine düşünürken bir de başlığa ait yazıyı dile getirmekte fayda var bu açıdan.

katılırız , katılmayız ama yazar kendi kişisel özellikleriyle , terörünn kısa geçmişiyle ve nihayet bugünüyle alakalı tesptiler yapmış ve yargısını ortaya koymuş :

Halit Kakınç'ın yazısı

Soru şu: Siz, Türkiyenin ülkesine bağlı bir vatandaşı olarak, terörün - adı konmamış bu iç savaşın sona ermesini istiyor musunuz

Ben istiyorum. Açıkça ifadeden de çekinmiyorum: AKPnin, hassas bölgelerdeki politikasını destekliyorum. Dansözlük yapmadan konuyu irdeleyelim.

Doğuda ve Güneydoğuda, Nurculuk, etkin bir tarikattı. Çünkü fikir babası Said-i Nursi, Kürt kökenli idi. Nurcular, bir evde bir araya gelir, Said-i Nursinin Nur Risaleleri adı verilen kitaplarını okurlardı.

Devlet, her bölgedeki koşulları ayrı ayrı değerlendirerek buna uygun politikalar geliştireceğine, her yeri ve hepsini aynı sepete koydu. Hassas bölgelerde yaygın olan Nurculuğu bitirdi.

Tabiat, boşluk kabûl etmez diye bir yasa vardır. Aynen öyle oldu. Nurcuların yerini PKK aldı. Yerel halk korkutuldu, susturuldu. Ayrılıkçı tohumlar ekildi. Gencecik fidanlar devşirilerek dağa çıkarıldı. Terörist yapıldı.

`ZEKÂ SORUNU

`Zekâdan yeterince nasiplenememiş beyinler için bu açıklamayı yapmak zorundayım. Said-i Nursi’ye, Fethullah Gülene değinince - akbaba gibi saldıracak olanlara, bu ara bölüm cevaptır:

Dindar sayılmam. Deistim. Hiçbir tarikat ile ilişkim olmadı. Yani, Nurcu değilim. Fethullah Gülenle de hiç karşılaşmadım. Ne bir yemeğine katıldım... Ne de yandaşı kuruluşlardan herhangi bir menfaat sağladım. Bağışlayın.

Olay şudur: Said-i Nursi, bölge insanına terörden uzak durmalarını telkin ediyordu: ;Evde, yahut bir gemide, bir mâsum - on câni bulunsa, Kuranın adâleti, o mâsumun hakkına zarar vermemek için; o evi, o gemiyi yakmayı men ettiği hâlde, on mâsumu bir tek câni yüzünden mahv için, o ev, o gemi yakılır mı? Yakılırsa en büyük zulüm, en büyük hıyanet ve gadir olmaz mı? Dinin şiddetle men ettiği şey, fitne ve anarşidir. Çünkü anarşi, hiçbir hak tanımaz. insan ahlâkını, canavar hayvan ahlâkına çevirir

BEN iSTiYORUM!

Dinî ayrıntılar ilgi alanıma girmiyor. Bildiğim kadarı ile Fethullah Gülen de, bu ekolden. Ayrılıkçılığa karşı anti-tez mi? - Varsın olsun, ne zararı var!

Beni ilgilendiren yanı - Gülen, bölücülük yapmıyor. Dünyanın her yanında, adına, Türkiyenin yüzakı okullar açılıyor.

Said-i Nursinin bir sözü var: Eski hâl, muhâl. Ya yeni hâl ya izmihlâl!(Eski durum sona erdi. Ya yeni şartlara adapte olursunuz ya da yok olup gidersiniz.) Ben, bu sözleri Şeriat savunuculuğunun anlamını yitirdiği... Manevî değerlerin kaybedilmemesi için ise çaba gösterilmesi gerektiği şeklinde yorumluyorum. Rahatsız olmuyorum.

Bu açılımdan hareketle, yerel seçimlere yönelik sanal projeksiyon yapalım. Birinci olasılık, DTP, oyları silip süpürmüş olsun. Diken üstündeki bölge, iyice ateş topuna dönsün...

ikinci olasılık - hangi görüşten destek alırsa alsın - AKP, bölgeden birinci parti çıksın. Belediyeleri kazanıp DTPnin şaibeli hükümranlığına son versin.

Kimse kusura bakmasın, ben - terör belâsının bitmesi, Türkiyenin bölünmemesi için - hassas bölgelerde AKPnin başarılı olmasını istiyorum