bugün

efendim bir gün karadağa doğru yol aldım, yolda giderken karadağ ile ilgili -ayrıca sosyolojik bir tanıdır- komik bir hikaye duydum. Hikaye şudur.
Yugoslavya dönemidir. Ve tito bu birleşik ülkeleri (yugoslavya) ayağa kaldırmak, iyileştirmek, diriltmek üzere bir kalkınma planı hazırlar. e tabi bu planın direkt maddesi çalışmak olacaktır. tito tüm yugoslavya ülkelerini gezer, toplantılar düzenler ve halka sesleniş konuşmaları gerçekleştirir. fakat burada ilginç bir şey yaşanır. karadağ'da geniş bir kalkınma programı toplantısı gibi bir program için toplaşılmış büyük bir mekanda tito konuşur.
der ki, "arkadaşlar, yugoslavya'yı ayağa kaldıracağız, dirilteceğiz, fakat bunu hep birlikte ve çalışarak gerçekleştireceğiz."
karadağlılar bilindiği üzere, inanılmaz tembel bir toplumdur. bu sebeple toplantıda homurdanmalar yükselir. bu durum karadağlıların canını sıkmıştır çünkü. sonunda biri el kaldırır ve söz alır.

"peki efendim, kaç gün çalışacağız" der.

tito cevap verir,

"haftada altı gün çalışacağız"

bunun üzerine homurdanmalar iki katına çıkar ve hemen bir başka karadağlı cevap verir.

"ama altı gün çalışma nasıl olur! bu çok fazla" der. homurdanmalar tekrar yükselir, altı gün çalışmamı olur, sesleri duyulur ve sonunda tito cevap verir.

"tamam, peki, haftada beş gün çalışma olacak" der.

karadağlıların tepkisi yine durmamıştır. sesler tekrar yükselir salondan. tito dayanamaz ve çalışmayı beş güne indirir. ama salon bunu da kabul etmez ve böylece dört güne, üç güne ardında iki güne ve en sonunda da bir güne indirir. tartışmalar saatler sürmüştür. sonunda salondan biri kalkar ve der ki,

"peki efendim, bu her hafta mı olacak?"

hikaye budur işte. *