bugün

size anlatmazsam öbür dünyaya pişman götürtecek olan bir anı.

ben bir gün, sene geçen sene, tel-aviv çarşısında kendime israil kementi arıyorum. bu mavi marmara olayının taze olduğu günler. neyse, efendime söyleyeyim, çarşıya giderken üzerime fenerbahçe'nin çubuklu bir formasını giymişim. üzerinde türk bayrağı arması olmayan bir formaydı. ne zamandır şampiyon olmuyorduk malum.

neyse sonra çarşıda o kement dükkanı senin bu kement dükkanı benim dolanıyorum, en son baktım aradığım kementi bulamayacağım, çok da yüksek fiyatlar söylüyorlar, dedim artık ilk önüme gelenden alayım. ben böyle düşünürken dükkanlardan bir tanesinden, şöyle 60 yaşlarında kelli, beyaz bıyıklı ince uzun bir amca beni çağırdı.

-hey mr.fenerbahçe supporter,dedi. ben tabii şaşırdım. fenerbahçe ünlü olsa da ne kadar ünlü. bir cimcom değil malumunuz. (bir antartika belgeselinde türk spikere "hassan şaşşşş hassan şaşşş" diyen eskimo aklıma geldikçe hüzünlenirim misal). gittim adamın yanına, dedim beyefendi siz nerden biliyorsunuz fenerbahçe'yi? adam kasasından bir fenerbahçe forması çıkardı. ben şahsen kasadan bir altıpatlar çıkarıp "am.na goduğum türk'ü dan dan" şeklinde bir tepki beklerken, onun fenerbahçe'nin 1996/97'den kalma vakıfbank yazılı formayı çıkarması beni çok şaşırtmış, hafiften de sevindirmişti.

bana uzun uzadıya bir olayı anlattı ve anladım ki bu formayı moses emmi bizzat tayfun korkut'un kendisinden almış. 1996'da fener'in tel-aviv takımıyla oynadığı şampiyonlar ligi ön eleme maçında. gittim o beatles saçlı çocuktan istedim formayı. çünkü çok iyi bir oyuncuydu çok beğenmiştim dedi. nerde şimdi dedi, dedim bıraktı(bırakıp bırakmadığını bilmiyordum), ama dedim ispanya'da falan bayağı oynadı. yoksa beşiktaş ve g.birliği gibi takımları anlatsam adam nerden bilecek onları?