bugün

öncelikle;
http://www.vidivodo.com/v...stik-degil-otizmli/390238

bazen insanlık sadece atom bombasıyla, kurşunlarla ölmez. insanlığı çok küçük şeyler de bitirir;
bi' terk ediş, bi' acımasızlık, düşünememek, anlayamamak da bitirir insanlığı. düşüne bildiğimiz kadar insanız ne de olsa.
gerçekten düşünebiliyor muyuz peki... anlayabiliyor muyuz?
bunları vicdanı olan bi' insan olarak yazı...
vazgeçtim;

bunları otizmli bi' kardeşe sahip abi olarak yazıyorum.

anlamıyorum bazen. bizi bu hale getiren ne? hangi aşağılık kuyuya bırakıp attık vicdanlarımızı, hangi asa değiştirdi kalplerimizi, hangi parlak yaşantı kör etti gözlerimizi?
"biz" diyorum. çünkü hala hepimizin birer insan olduğuna inanıyorum.

7 ekim 1999 tarihinde doğdu kız kardeşim.
o güne kadar mahallede arkadaşlarıyla taso oynayan, sapanla kuş vurmaya çalışan, bildiği en büyük küfür "ağzına sıçayım" olan yaramaz ama tatlı bi' çocuktum. tek çocuk olmanın nimetlerinden sonuna kadar faydalanıyordum. ailem üstüme titriyordu, bir dediğimi 85 etmiyorlardı. ama içimde hep ufak bi' ukte vardı. çevremdeki tüm arkadaşlarımın kardeşi vardı. "abi abi... üğüüü" diye sümüklü burunlarıyla abilerinin peşinden zımbıl zımbıl koşuyorlardı. çok tatlıydı şerefsizler. arkadaşlarıma çok özeniyordum. annelerinin ellerine tutuşturduğu alışveriş listesiyle gidip kardeşleri için bebek bezi, mama, ıvır zıvır alıyorlardı marketten.
artık ben de kardeş istiyordum. bana da "abi" diyebilecek, ileride elinden tutup okula götürebileceğim, o'na birisi sataştığında gidip dövebileceğim bir kardeş istiyordum ben de. 2 yıllık baskımdan sonra ailem bi' kardeşe ihtiyacım olduğunu anlamıştı nihayet.
annem kardeşime hamileyken bile o'nunla karnından konuşmaya çalışıyordum. sonuçta yıllarca o'nu beklemiştim, çok özlemiştim. üstelik ben istediğim için geliyordu dünyaya... annemim karnı büyüdükçe, aylar geçtikçe daha da sabırsızlanıyordum.

neticesinde 7 ekim 1999 sabahı kardeşim dünyaya geldi. dünyalar güzeli bi' kız çocuğuydu.
babamın hemşireye soruduğu "sağlıklı mı?" sorusuna hemşire de, " allah nazar değdirmesin, harika harika..." cevabını vermişti.
kardeşimi ilk kollarıma aldığında o'nun ben kokan kokusunu çekmiştim ciğerlerime. benim bi' parçamdı adeta o.
gözleri, burnu... her şeyiyle bana verilmiş bi' hediyeydi o.

aradan aylar geçti.
huysuz bi' bebekti. uyku sorunu vardı genelde. kuzenim ve annem vardiyalı başında bekliyorlardı adeta.
aradan yıllar geçtikçe bizimle pek iletişim kurmak istemediğini fark ettik. her çocuk gibi zamanında "anne... baba." diyememişti henüz. geç de olsa konuşacağını düşünüyorduk. bunun yanında başka hiçbir sorunu yoktu. her bebek gibi zamanında yürümeye başlamıştı.
ama 3,5 yaşına geldiğinde artık bi' sorun olduğunu anlamıştık. tek bir kelime bile etmesi gerekirdi.
gidilmedik doktor, profesör kalmamıştı. herkesin farklı bi' teorisi vardı. o yıllarda pek bilinen bi' hastalık değildi ne de olsa.
ama nihayet istanbul'da ilk teşhis konulmuştu artık;
otizm...

velhasılı,
ben o "abi..." seslenişini duymak için 8 yıl bekledim. kardeşimin kolundan tutup okula götüremedim, o'na birileri sataşıp da bana şikayet edemedi. hafta sonu o'na araba sürmeyi öğretecek hayallerim olamadı hiçbir zaman. evleneceği günü, çocuklarının olacağı günü göremeyeceğim. dayı olamayacağım mesela. hastalandığımda bana bi' kase çorba yapamayacak. sevgilim hakkında yorumlar yapıp beni kızdıramayacak...
ama,
bunlar benim için bi' eksiklik olmadı asla. o'nu ben böyle çok daha fazla seviyorum. o bir melek ve ben istediğim için dünyada şu an. o'na sırt çeviremem.

peki sen kimsin? ben bunların eksikliğini yaşamıyorken, sen bunu bir eksiklik olduğunu düşünüp hakaret niteliğinde o iğrenç cümlenin arasında nasıl kullanabiliyorsun? cevap versene kimsin lan? bir özürü eksiklik olarak görebilecek kadar sana ne zarar verdi böyle?
hayatında kelime haznesi 25'i geçemeyecek bir meleğe okuma yazmayı ben öğretirken, sen kimsin?

- ulan o gol kaçar mı lan!?
+ harbiden ya.
- otistik mal ya.
+
- ah... boşluğuma geldi vezir. çok özür dilerim kardeşim ya.

özür dilemeyin. özürlü olduğu için eksik sayılan o milyonlarca insandan özür dilenin sadece.
siz özürsüz, kusursuz insanlar;
gülmeye, dalga geçmeye, ve aşağılamaya devam edin bu çocukları. çünkü siz bu toplumun içinde barınıyor olmasaydınız o çocukları daha çok sevecek, koruyacak, bilinçlenmek zorunda kalacak insanlara, ebeveynlere gerek kalmayacaktı. hepinize koca bi' teşekkür şimdi.
eğer siz olmasaydınız kardeşimi asla bu kadar çok sevemezdim.

ve şimdi devam edin hakaretinize;
otistik bir malın abisiyim ben.
kendinden başka derdi olmayan, günlük hayatından başka fikri olmayan, kimseyle ilgilenmeyen bencil bir insanın kullanabileceği bir hakaret.
mal kelimesi değil belki ama "otistik" kelimesi ile insanları aşağılamya çalışmak insna olmayı bile beceremediğimin aleni bir örneğidir.

insanları, heleki kendi insanını aşağılamaya, yaftalayıp dışlamaya pek bir meraklı olan yurdum insanının gitgide vicdansızlık çamuruna battığı son noktadır doğuştan taşıdığı otizm hastalığının büyük yükün bir kambur gibi sırtına taşımak zorunda olan mausm bir insanın rahatsızlığını alay konusu tmek ve hakaret kelimesi oalrak kulanması.

yazık... yazık yok olan insanlığımıza, yazık kararmaya yüz tutmuş vicdanımıza...
otizmin bir hastalık olduğunu bilmeyen insanların kullanabileceği saçmalık. bana kalırsa grip mal, faranjit maldan pek bi farkı yoktur.
tanıdığım ve ölesiye dalga geçilecek tek bir özür biliyorum;
"insanlık özürlüsü". insanlıktan nasibini alamayanlara denir. bunun dışında özürlü diye dillendirilen hiç bir özür çeşidini kabul edemem, aksi halde karakterimle ters düşerim.
asıl özürlü olan, zihniyetinde özür olan ve sadece kendisi için yaşayanlardır.
asıl özürlü olan, özürlü diye dillendirilen insanların özürlü oluşunu göze sokandır.
halbuki özürlü denilenler, sadece farklı ve daha üstün zekalı olanlardır. özürlü olmayı hakaret aracı olarak kullanan kimsede kuş kadar beyin yoktur.
günümüzde duygusuz ve bencil insanların karşılarındaki kişiyi kendince ezmek için kullandığı cümledir. halbuki otistiklerin ne kadar zeki insanlar olduklarını bilseler ve özellikle bu şekilde dalga geçtikleri için kendilerinden daha zeki olduklarını.. aslında zekilik kavramı tartışılır fakat bu şekilde alay eden insanların duyarsız, kişiliksiz, saygısız insanlar olduğu kaçınılmaz bir gerçektir.
otizmin ne olduğunu bilmeyen bir insanın ortaya attığı saçmalık... günlük 8 saat otistik çocuklarla beraber olan biri olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim, hakaret kullanacaksanız otistik spastik, özürlü ya da zeka özürlü gibi şeyler kullanmayın... çünkü siz onların ne olduğuna dair hiçbir şey bilmiyorsunuzdur...en azından ailelerini göz önüne getirip kullanmayın.
nice otizmli kişi büyük başarılar ve sanat eserlerine imza atmıştır; bu şekilde hakaret edebileceğini sanan kişilerin en büyük başarısı izlediği dizi süresidir herhalde. onların seçimi değil ve herkesten daha fazla gayret göstermeleri takdire şayan.

otizmli biri ve kabiliyeti; görsel
güncel Önemli Başlıklar