bugün

hayvanların, bitkilerin hatta tahtaların bile istemeden yaptığı eylem. herhangi bir çaba sarfetmeye gerek yok. tabi gerizekalı değilsen.
ölümü tadabilmek için yaşamak şart.
mezun olacağını bile bile okumak, emekli olacağını bile bile senelerce çalışmak. belki ölüm de huzura kavuşulacak mutlu olunabilecek hayatın verdiği sıkıntıların biteceği güzel bir şeydir diye düşününce daha farklı bi hisse kapılıyor insan sanki o karamsarlığı biraz olsun olsun sarsılıyor gibi.
hayata dair, hayatın gidişatına dair, iyi kötü başımıza geleceklere dair hiçbir şey bilmiyoruz. hayata dair bildiğimiz tek şey mutlak son.
Ama ne tezattır ki hayatı her şeyini biliyor(muş) gibi, ölümü ise hiç bilmiyor(muş) gibi yaşıyoruz...
bir gun sicacagini bile bile yemek yemektir...
hepimiz ölmek için doğan insancıklarız !
doğumdan öncesini nasıl hatırlıyorsunuz? ölüm de böyle olacak. duygusuz, üzüntü yok, dert yok, sevgi yok, huzur yok, huzursuzluk yok hiç bir şey yok. sonsuz uzun boşluk. hala tanrının merhameti var da niye yakıyor bizi, bunlardan bahsediliyor. ben de diyorum ki, inşallah cennet vardır da zevkler içinde yaşarız. inşallah cehennem vardır da yanarız. yeter ki boşuna olmasın yaşamak. yeter ki ölümden sonra sonsuzlukta yok olmayalım.
ölümlerin en acı vereni yanarak ölmek olsa gerek. yanarak öleceğini düşünmek bile yaşama sevincini alıp götürüyor vesselam.
doğru diyosun şu dakkadan itibaren yaşamak istemiyorum. *
(bkz: Allah ını seven üzerime toprak atsın).
"kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi, öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o an... bozmadım..."
*
(bkz: tesadüfen doğup mecburen yaşamak)
hayat bir sınav olduğu için, öyledir. her sınav gibi bu sınav da bitecektir, ve her sınav salonu için geçerli olan kural "burası" için de geçerlidir. "sınav salonun dışında bambaşka bir hayat var"... ama o hayat, kesinlikle sınavlarda alacağın sonuçla bağlantılı. sınavdan alacağın sonuca göre beyoğlunda tinerci olabileceğin gibi, 3.köprünün mimarı da olabilirsin, herşey sınava ne kadar hazırlanıp sana "yöneltilen" soruları nasıl cevapladığında yatmaktadır.
hayatın ta kendisi. bir gün herkes ölecek. bunu bile bile yaşıyoruz. çok garip değil mi aslında ?
bir gün öleceğini bile bile yaşamak. bu kaderi biz belirlemiyoruz. allah belirliyor. doğmak yaşamak ve ölmek insan ne zaman dünyaya gelineceğini kendisi belirleye bilseydi herkes kafasına göre gelirdi.

allah burada bir perde koymuş. ve kimsenin görmediği ilahi olaylar var. bir insan ne zaman öleceğini bilse hiç çalışır mı. 30 yaşına gelmiş biri 10 yıl sonra öleceğini bilse kimse bir dakika bile çalışmaz. zaten 10 yılım kalmış ölmeye gezeyim ve dolaşayım der. alın yazısı denilen olay budur. öleceğini bileceksin ve yaşayacaksın. fakat nerede ve ne zaman öleceğini yalnız allah biliyor. ve her canlı bir gün mutlaka ölümü tadacaktır.
M.longstone doğru demiş;
Bir gün ölmek için,
Her gün yaşıyoruz.