bugün

çok ama çok belirleyici olan etkidir.
adam gibi babaysa etkisi sağlamdır.
en ağır etkiyi yarayan faktördür.
bu etki genelde ilerki yaşlarda beyin başa oturunca anlaşılır.

çocukluğumdan beri sürekli kavga ettiğim babamla kendime şöyle bakınca aslında nerdeyse aynıyız diyebiliyorum. yanlış anlamayın babamı acayip severim, ama kavgalıyız sürekli ki bu kavgalar öyle büyük çaplı değil. ikimizde inatız. bu yazın mesela kumandaya pili sen yanlış taktın deyip 10 gün boyunca aynı evde konuşmamışlığımız var. şimdi bakınca babamın insanlar içinde yaptığı ve benim benimsediğim çoğu davranışını sergileme eğilimim var. buradan alfred adler'e ve skinner'a selam olsun.

şöyle bir anım var; çocukken bir kavga sırasında benim gibi olmak mı istiyorsun deyince kızmasın diye evet dediğimde evet dememe kızmıştı ki kader bu, böyle durumları da gösterebiliyor; yalandan söylediğim evet beni buldu. o zaman hayır deseydim bu bana doğru geldiği için onun gibi olmak istemediğim için olurdu ama aslında farkında olmadığım bir şekilde evet demem aynı zamanda yalan olmakla birlikte bilmediğim gerçeği de aktarmış oldu.

babayı şu anda sevseniz de sevmeseniz de, erkek olsanız da olmasanız da, çocukluğunuzda bir zamanlar mutlaka onun bir davranışını kendinize aktarmışsınızdır. ha iyi ha kötü.
bu başlık şu sonucu doğurur, babasız büyüyen insanlar, kişiliksizdir.. bu da, başlığın ne denli gerçekten uzak olduğunu gösterir. (bkz: piaget ericcson freud)
en az anne etkisi kadar önemlidir.