bugün

* * * *

durum şu: akademik bir yaklaşımın olmazsa olmazı, bilimsel alanlara ilişkin kavramlardan, o dalda faaliyet gösteren herkesin aynı şeyi anlamasıdır. bu herkesin aynı şeyi düşünmesi değildir kesinlikle. bir kavramdan önce herkes aynı şeyi anlar, düşünce farklılıkları ise daha sonra kavramlar yoluyla kurulan önermelerde kendisini gösterir.

örnek: marjinal fayda denilince dünyadaki bütün iktisatçılar aynı şeyi anlar. ama tabii olarak, kurdukları sistemde marjinal fayda onların o sistem içinde formüle ettikleri sistemi açıklamakta kullanılır. böylece aynı anlamda kullanılan kavramlarla birbirinden farklı önermeler kurulur.

gelelim konumuza. elbette ki kapitalizm eleştirilmez bir sistem değildir. ancak; he ne kadar sosyalistler dünyada hakim kurulu düzenin kapitalistlerce oluşturulduğu ve yürütüldüğünü iddia etseler de, aslında edebiyattan sinemaya, tarihten antropolojiye, sosyolojiden piskolojiye her alanda yoğun bir sosyalist etki kendisini gösterir. her alanda birbirine muhalif olan kesimler bile kapitalizm sözkonusu olunca bir anda fikir birliği etmişçesine birleşirler.

ama burada göz ardı edilen çok önemli bir husus kendisini gösterir. zira, bütün içtimai çekişmelerin dinden kaynaklandığını düşünen bir grup fundamentalist dışında sosyalizm, marx ve takipçilerinin formüle ettiği şekilde anlaşılmakta ve onu eleştirenler bile -olması gerektiği gibi- bu sistematiği ve sosyalist literatürü esas almasına rağmen, sosyalistler başta olmak üzere diğer bütün gruplar kapitalizmi, kendilerinin ona yükledikleri anlam üzerinden kavramsallaştırıp, sonra da bu kavram üzerinden eleştirilerini yürütürler. elbette ki bunun yapılmasına bir engel yoktur ancak, bu metot, sosyalistlerin kendilerine yakıştırdıkları "bilimsel" etiketine de uymaz. zira siz karşınızdakine "siz kimsiniz" diye sorduğunuzda karşınızdaki size kendisini tanıtır. siz hem soruyu sorup hem de kendiniz cevaplamazsınız. bunu yaparsanız sadece kendinizi kandırırsınız.

peki sosyalistler kapitalizmi, kapitalist düşünürlerin kapitalizmi formüle ettiği kavramsallaştırma üzerinden eleştirecek bir şey bulamazlar mı? tabii ki hayır. ancak bugün dile getirdikleri eleştirilerin pek çoğunu yöneltemez duruma gelirler. aynı zamanda yönelttikleri eleştirilerin önceki durumdaki etkisi silikleşir.

sonuç? şudur ki, bugün kapitalist sistemi bizzat onun kendisini tanıttığı şekliyle kabul edip eleştiren her gruptan yalnızca bir grup entelektüel dışında, kapitalizm tamamen onun düşmanları tarafından önce kavramsallaştırılmakta, sonra da eleştirilmektedir.

yani diyorum ki, hacı boşuna laf kalabalığı, demogoji, ajitasyon yapmayın. siz kapitalizmi filan eleştirmiyorsunuz. siz, kapitalistlerin bile olmaması gerektiğini düşündüğü şeyleri, kapitalizmi eleştirir gibi eleştiriyorsunuz. evet cümlenin başına kahrolsunla başlayan bir kapitalizm cümlesi koymanız sizi otomatikman üstün konuma geçiriyor ama bu, kapitalizmi bilimsel olarak inceleyen entelektüeller karşısında ve kendisini tabii düzen içinde yürüten kapitalizm karşısında sizi sadece komik uruma düşüyüror.
bilenin ve bilmeyenin eleştirmesi,eleştirinin kapitalizmin kendi ürettiği araçlarla yapılması önermeyi destekleyen durumlardandır. mesela (bkz: converse giyen komünist)
(bkz: bırakınız yapsınlar bırakınız eleştirsinler) *