bugün

ulu önder mustafa kemal atatürk'ün doğa sevgisini, çevreciliğini gözler önüne seren eylemdir.

öyle ki: Şefik Soyer, Atatürk'ün Yalova'ya gelişlerinde konaklamak ve deniz hasretini gidermek için küçük bir konaklama ünitesi düşünür. Baltacı Çiftliği'nde düzayak dikdörtgen biçiminde, iki katlı küçük bir bina yapılır. Atatürk, bir gün, Baltacı Çiftliği'ni ve oradaki çiftlik yaşamını görmek için arkadaşlarıyla birlikte Yalova'ya gelir. Evin etrafında dolaşırken duvarlardan birinin hemen dibinde dikkati çekmeyen küçük bir çınar fidanı görür. Büyümekte olan bu çınarın, doğası çok rüzgarlı olan Yalova'nın esintili havasında, binanın terasına çarpa çarpa yaralandığını ve zedelendiğini fark eder. Ağaca olan sevgisi kendisini üzer ve konuyu yanındakilere sorar:

- Bu ağacı kurtarmak için ne yapalım acaba?

Arkadaşlarının bir kısmı ağacın yaralanan yerini çuvalla sarmayı ve bağlamayı önerir. Birisi ağacı kesmeyi teklif eder.
Atatürk, yanındakiler sanki hiç cevap vermemiş gibi, kendi sorusuna şu yanıtı verir:

- Bu binayı buradan çekelim ve ağacı kurtaralım.

Derhal mühendisler, mimarlar çağırılır ve yapılacak iş saptanır. Binanın uzantısına yeni bir temel hazırlanır ve eski bina, temellerinden açılarak açığa çıkartılır. Kısa aralıklarla alt tarafa borular döşenerek, bina bir caraskalla yavaş yavaş, santin santim çekilir ve yeni temellerin üzerine oturtulur. Böylece bina ve ağaç arasında oldukça yeterli bir mesafe kazanılır ve ağaç kurtulmuş olur. Ancak bu çekme işi pek kolay olmamıştır. Bu iş için üç gün uğraşılır. Atatürk, bu üç gün boyunca binanın çekilme işlerine bizzat nezaret eder. Çalışmalar tamamlanıp bina yeterince çekildikten ve ağaç kurtarıldıktan sonra bir çocuk gibi sevinen Atatürk'ün dudaklarından şu sözler dökülür: "Oh, nihayet ağacı ıstıraptan kurtardık."

kaynağımızı da belirtelim:

(Dündar Soyer, Cumhuriyet'le Adım Adım Olaylar, Anılar, Büke Yayınları, 2000)
güncel Önemli Başlıklar