bugün

bakkal bunu kişisel algılayacak ve şahsına yapılmış bir ihanet gibi görecektir.
(bkz: süper market torbalarıyla bakkalın yanından geçmek)
bakkalın acımayla karışık hüzünlü bakışlarına maruz kalacağınız hadise.

ne süper marketteki kaliteyi ne bakkaldaki samimiyeti bulamadı yavrucak sözleri esnaflar arasında dolaşır durur.
mahallenin emrahı olursunuz.
kötü bir durumdur.

bakkal kesin üzülecektir
bakkal ın elbet elindeki kredi kartının limiti tükenecek ve sen yine kucağıma geleceksin deyen bakışlarına maruz kalacak insandır.
bakkala veresiye borcunuz yoksa, adeta gövde gösterisi yapmaktır. eğer varsa, bakkalın taşşak tartmayı bırakıp bizzat sizinle ilgileneceği kesindir.
(bkz: mahalle bakallını bim ile aldatmak)
Yerin dibine girme isteğimizin tavan yaptığı andır.
bunu abartıp bakkala giren, sonra 2 taze ekmek alıp, hesaba yaz diyenler var. bizim mahalledeki bakkaldan biliyorum. çok müşterinin kulağını çınlatmıştır bakkal alaaddin.
bir hayli gerilim yaratan durumdur. bakkal hassasiyeti had safhaya ulaşmış erdal abimiz bu duruma çok üzülmektedir. lakin elden gelen bir şey yoktur.
bunu bir adım ileri taşıyıp, elde ağzına kadar dolu bim poşetleriyle, mahalle bakkalına girerim sık sık. sigara alırım. pis pis bakar bakkal. ne bakıyon der gibi bakarım. biz de yok mu o aldıklarından, hani komşuluk dergibi bakar. senin bozuk bayat mallarını niye alayım, sikerim senin gibi komşuyu der gibi bakarım. sigarayı kafama fırlatır gibi atar tezgahın üstüne, köpeğe kemik atar gibi atarım parayı tezgaha. tekrar göz göze geliriz, senin amına koyim der gibi bakar, ben de senin der gibi bakarım. siktir git der gibi bakar, ben müşteriyim domal desem domalacaksın der gibi bakar çıkarım.
mahallenin bakkalını elinde bim poşetleriyle dükkana girerken görmek kadar garip değildir.
bir bim poşetiyle mahalle bakkalına girmek değildir.
bakkalların süper marketlere göre pahalı kalmasının sonucudur. artık çoğu bakkal zaten tüketim malı getirmemektedir, çocuklara yönelik mallar ve ekmek satmaktadırlar. yani işin aslı bakkalında çokta fifisindesiniz isterseniz gidin realden migrostan alın, o artık sizin çocuklarınıza gözünü dikmiştir.
bakkal önünden geçerken sana olan ters bakışlar altında eve doğru gitmek.
para üstünü sakızla vermenin dezavantajları. belki o zaman anı kurtardın ama ileriye dönük yatırımını kaybettin.

(bkz: bakkala nispet etmek)
(bkz: bim poşeti ile mahalle bakkalını öldürmek)
yeni traş edilmiş kafayla mahalle berberinin önünden geçmeyle aynı etkiyi yaratır.
elindeki bim poşetiyle mahalle bakkalına girmek kadar kötü olamaz.
insanın içine derin bir korku salar. annem beni çarşıya gönderip başka marketlerden alışveriş yaptırınca mecburiyetten bakkalın önünden geçerim. o sırada içeriye bakarım bakkal ve oğlu ile gözgöze gelirim. sonra onlar gözgöze gelir ve bir şeyler konuşurlar. aniden bir kulak çınlaması başlar. sanki bakkalın oğlu arkamdan gelip hesap soracakmış gibi sürekli bir gözüm omzumun üstünden arkamı kollar. hoş, gelip sorsa ne derim onu da hiç düşünmedim. aslında not etmek lazım bir yere mal gibi kalmamak için.

- abi niye başka yere gittin biz dururken?
+ oğlum snickers 50 kuruş ya napayım!
- oha, harbi mi? nereden aldın?
Bakkalın "poşetin içine bana olan veresiye borcunumu doldurdun" diye 12 den girmesiyle son bulacak eylemdir.

AYnı zamanda, günümüzde fazla mahalle bakkalı kalmaması nedeniyle gecmiste kalmış bir eylem olarakta gözükebilir.
eğer bakkala veresiye yazmışlığınız varsa utanmalısınızdır. ps: bakkalcılık yapmadım
Mahalle bakkalına hakarettir. sopa yemeniz haktır. Ayağınızı denk alın.
parasız da kalsam kapısından içeri adımımı atmayacağımdan beni bağlamayan olaydır.