bugün

bol bol ingilizce kelimeler kullanıp, kelimenin sonundaki ve başındaki bazen ortadaki ünlüleri çekerek okumak gerekir bu lehçeyi uygun şekilde konuşmak için. mesela "yaa aabii, geçen gün histıri of sivilizeyşın dersinde hoca sab kalçırların deteyıllarından bahsetmişti hatırlayabiliyo musuooon?"

evet, çok sikik bir türkçedir. bu yüzden de okulda istanbul türkçesine en yakın konuşanlar genelde azerilerdir. gerisini siz düşünün.
(bkz: parası olan gonuşuyor)
hakkındaki bir gerçeği tespit ettiğimiz için "dil faşisti" ilan edildiğimiz bozuk dil. adam demiş ki dil amaçlarımıza hizmet eden bir araçtır sadece. eyvallah, kabul. zaten dikkatinizi çektiyse mevcut entrilerde de dile bunun dışında bir anlam yüklenmemiş, türkçe bir cennet dili ilan edilmemiş.

çok basit bir şey benim söylediğim şey, bunu anlamak bu kadar zor olmamalı. diyorum ki ingilizce ile fazlasıyla haşır neşir olurken, düşüncelerini türkçe olarak ifade etmekte yetersiz kalan birey, yozlaşmış bir dil konuşmak zorunda kalıyor.

adam bana diyor ki dil doğar, gelişir ve evrilir. e ona da eyvallah. ama bir bak bakalım burada bahsettiğimiz şekliyle dil gelişiyor mu yoksa yozlaşıyor mu? bir bak bakalım "hocanın bahsettiği alt kültürlerin detaylarını anlayabildin mi kardeşim?" demekle mi kişi derdini daha iyi anlatır, yoksa "sab kalçırların diteyıllarını anlayabildin mi bro?" deyince mi daha iyi anlaşabilir? ikinci seçeneği seçenleri bilkentten bir kaç km ötedeki keçiören belediyesinde de böyle konuşmaya davet ediyorum. veya siktir et keçiöreni, iyi bir memurluk kazandıkları zaman yiyorsa mülakatta da böyle konuşsunlar bakalım. ne oldu? yemedi mi koçum?

bir de pürüzsüz geçiş diyor bana, arkadaşım sen bir kaç tane türkçe makale yaz, ingilizce yazıları türkçeye çevir, bak bakalım türkçe konuşurken takılıyor musun?

hiç bir bok bilmeden bir insanı yaftalamak moda uzun zamandır. bazıları o şekilde kendilerini tatmin ediyorlar ve ben bundan nefret ediyorum. konuya dönecek olursak, madem benim fikrim aramızdaki bazı lise mezunu profesörlere yavan gelmiş, o zaman tanıdığım en değerli hocalardan birisi olan arif çağların bize söylediği şeyi aktarayım size. okulda ingilizce eğitime hayır yürüyüşü düzenlenince hoca da haliyle bu konudaki fikirlerini dile getirdi. Allahı var, ben arif hocanın ingilizce eğitimi savunacağını düşünüyordum. ama öyle olmadı. arif hoca bir anket sonucundan bahsetti, insanlara en çok hangi meslek grubundan insanlarla iletişime geçmekte zorlandıkları sorulmuş. en yüksek oranları hukuk ve tıp alanında çalışanlar almış. yani insanlar en çok hukukçularla ve tıp eğitimi almış olanlarla iletişim kurmakta zorlanıyor. hoca dedi ki, işte bunun en büyük sebebi, bu insanların tıp öğrenirken latince öğrenmeleri, hukuk öğrenirken de bol bol osmanlıca terimler öğrenmeleri değildir. en büyük sebep, bu insanların latince ve osmanlıca kelimeleri öğrenirken, sokak dilinden alabildiğine kopmaları ve kendi memleketlerindeki insanların konuştuğu dili unutmalarıdır. ama bilim halktan bu kadar uzak olamaz.

kusura bakma arif hocam. seni de dil faşisti yaptık ama!
ban = ben
san = sen