bugün

saygılar..

öncelikle belirteyim beşiktaş taraftarıyım.

çocukluğumun, geçmişimin, güzel anılarımın sahabı beşiktaş jimnastik klübünün artık havası kacmıs bir balondan, gazı kaçmış koladan farksız olmayışı durumu. evvelinde bir beşiktaş gülümsetirdi yüzümü yagmurlu çamurlu günlerde bile. kız arkadasım mı terketmiş olsun beşiktaş vardı. derslerimi mi verememişim? olsun beşiktaş vardı. param mı yok? olsun beşiktaş vardı. futbolunun dahi kötü oldugu dönemlerde bile beşiktaşa sarılırdım çılgınlar gibi. futbolu kötüyse taraftarı vardı icimi ısıtan.

bu kadar duygusallık yeter!

naptınız lan bize? sikindirik yönetim anlayışınızla, taraftarınızı takmayışınızla içine ettiniz bir çuval incirin. geçmiş basına 3-5 vizyonsuz herif sikmiş atmış güzide cınarlık klübü. lobisi olmayan, kulislerinde yalnızca fesatlık dönen bir yönetim. ben ki her fırsatta klübüne destek olmak icin bilimum kartal yuvalarının yollarını aşındıran, tek bir çakmak dahi almam artık. batsın amına kodum klübü bitsinler ömür boyu. eskiden üzülürdüm şimdi nefret etmeye basladım oyuncusundan yönetimine, gazetecisinden taraftarına kadar herkesten.
yeter yıldırım demirören...
ne diyorum lan ben.
beşiktaşın ne olduğunu anlayamayan insanların savunduğu görüş. sen dedin diye beşiktaş balon olmamıştır. beşiktaş haksızlıklara karşı gelmedir, adaleti istemektir, yenildiğinde bırakıp gitmek değildir, sadece şmpiyonluk için sevmek değildir, şerefli ikinciliklerin takımıdır beşiktaş, ince bir sesle feda demektir beşiktaş, cebindeki son bir kuruşu beşiktaş için harcamaktır, siyahını zindan beyazını aydınlık olarak anlamaktır beşiktaş.