bugün

hayat felsefesi getirir.

beyindeki kistin insana getirisi mi olur? demeyin. belki bir faydam olur diye yazıyorum.

-bir hafta boyunca geçmeyen bir baş ağrım vardı.

-beyin tomografisi çektir dedi nöroloji.

-ağrı kas ağrısıymış.

-ama bu ağrı ile alakası olmayan 3x2 cm boyutlarında ve beyin sapına yakın bir yerde bir kitle göründü.

*** bunu öğrendiğinde insan donuyor. kan damarlarında buz gibi dolaşıyor ne olduğunu bilmediğin garip bir çaresizlik hissi sarıyor her tarafını. bunalıyorsun. ne yapacağını bilemiyorsun. düğünüme 2 ay kalmıştı. bunu ailene, nişanlına nası anlatacağını düşünmek. anlatırken boğazına düğümlenen şeyler, nişanlına kendini defolu mal gibi kakalamış, ıskartaya çıkmışlık hissi. tarif edilemez.

-hemen beyin cerrahi bölümüne gönderdiler.

-oradaki doktor MR(manyetik rezonans) çektirmen lazım ne olduğunu anlamamız için, iyi huylumu kötü huylumu tümörmü ne? bir belli olsun dedi.

-MR için bir gün sonraya randevu verildi. (özel hastane olmasına rağmen)

-çektirdik sonucu 3 gün sonra çıkacak rapor yazılacak dediler.

*** böyle bir şeyin sonucunu dört gün beklerken hayatta insanların sorun ettiği, dert ettiği, kafaya taktığı şeyler size o kadar komik geliyor ki. "amaaan fani dünya" lafını herkes söylemiştir ama bunu gerçekten hissetmemişim. onu anladım.
bir çok şey gözümün önünden geçip gidiyordu.

-sonuçlar çıktığında bunun doğuştan olan içi beyin sıvısı ile dolu büyümediği sürece zarar vermeyecek bir kist olduğunu öğrendik. ameliyat yada başka bir şey gerekmiyor. sadece her yıl takip edilecek.

*** çok rahatlamıştım ama çok şey öğrenmiştim. hayat boştu gerçekten. ne zaman ne olacağı belli değil. seviyorsan gizleme, istediğini istediğin zaman yaşa. Kimseyi boş yere kırma, üzme. gerçekten değmez.

umarım okuyan olmuştur. okuyana faydası olmuştur.
Ölüm her an hatırlandığı için insanları kırmamayı öğretir, insanlara yardım etmeyi öğretir. O günü daha güzel geçirmenin yollarını ararsın. Her sabah uyandığında pencereden baktığın manzara çok daha güzeldir. Annenin yaptığı kaprisler çok daha sevimli gelir. Kardeşin atarına gülersin. insanların saklanmak için yer aradığı yağmurun altında salıncakta sallanmanın keyfine varırsın. O yaşına kadar yapmakta çekindiğin ne varsa kimseyi umursamadan yaparsın. Kışın kar yığınının üstüne de atlarsın, her taraf buz tutmuşken sokaklarda da yürürsün ve işin garibi sana keyif verir.

Kısaca Polyanna olur çıkarsın. Hayat güzelleşir sen farkında olmadan. Çatıya konan güvercin bile gülümsetir hale getirir. Her şerde bir hayır olurmuş ya hani. Gerçekten de öyleymiş.
öğrenildiğinde hayata bir başka bakmayı öğretir. uçan kuş, yağan kar, her gün gördüğün manzara çok daha farklı gelir ya gözüne. yağan kar sen mutlu ol diye. uçan kuşun kanadındaki rüzgar sen serinle diye. manzara her baktığında için huzurla dolsun diye.

ama öğrendiğin ilk zamanlar. hiçbir şeyden haberin yokken.

ağrıdan ölüyorum sözlük. iyi huylu dedikleri şey şu an ergenliğine girdi galiba. dışarı çıkmak için kafatasımı yumrukluyor resmen.

tek getirisi sabır ve kimse üzülmesin diye sürekli gülmeyi öğrenmek.
birkaç gündür dayanılmaz bir ağrısı var. sağ tarafta şakaktan başlayıp ense köküne kadar ilerleyişini hissediyorum. kımıl kımıl. sağ elimin parmak uçlarıyla ayak parmaklarımın uçları da yukarı doğru sızlıyor ilk kez böyle oluyor. 2016 yılından bu yana başım ağrımazdı bile. çukur evimiz, yamaç babamız doğru söylemiş. sıkıntı yoksa sıkıntı varmış arkadaşlar.

t: sıkıntılı anlarda “zaten beyin istifasını verir yakında” diye kendini avutmak.

bir de mide kanserinden ölen çocukluk arkadaşım var. mide kanseri olduğunu bana burger kingde kolasını kafaya dikerken söylemişti. ailesi çok sıkı bir tedavi sürecine sokmuştu ama işte bir şekilde kaçardı hep. çok çok daha iyi anlıyorum onu şimdi. geçen 6 yıl için özür dilerim, her gün kızıp saydığım için, seni şimdi anladığım için özür dilerim. umursamazlıktan değil korkudanmış meğer kaçışların.

başlıkta zaten dört entry var, üçü benim. hep böyle sağlıklı olun, allah kimseye vermesin.
(bkz: arkadaşlar düzeldi)

aylardır kullanılan ilaçlar, baş ağrıları, hastaneler, çekilen mrlar tomografiler hepsi bitti heeepppsssiiii. mr sonucu için doktorun yanındayken sesini kaydetmiştim artık en sevdiğim ses onunki, en sevdiğim isim doktorun adı.

hayatımın en verimli 4 yılıydı. her kötü şey ne çok şey katıyormuş meğerse. yanımda olanı gördüm, yeni arkadaşlar edindim. ben bile ilaçlardan bıkıp çok ciddi bir şekilde böyle olayı büyütüp büyütüp bırakın bir köşede öleyim triplerine girmişken bile burnumu tıkayıp zorla ilacı içiren insanlar edindim. “senin tribinle mi uğraşacağım” diyenler de oldu, hepsine güle güle. sevgi ne güzel şey hele ki böyle anlarda.

en çok kimi seviyorsun sorusunun cevabı hastaneden çıkar çıkmaz arayıp gülerek haber verdiğin ilk kişi mesela öğrendim bugün. o yüzden birisi herkesten çok daha ayrı.

ya nasıl güzel bir gün. desteklediğim parti kazandı, iyileştim, yarına iş görüşmelerim var. şaka gibi bi gün oluyor cidden. e o zaman dans *

bu başlıktaki diğer bütün entrylerimi üzüldüğümde okuyup “sen neler atlattın bu ne ki bee” demek için burada bırakıyorum. bir daha uğramamak üzere, sana da güle güle başlık.