bugün

edip cansever'in kirli ağustos'unun en baba $iirlerinden uçurum'da geçen bir satırdır bu. öyle ki; her er ki$inin zaman zaman duyumsadığı bir olguya parmak basarken bunu votka bardağına limon dilimleri gibi dü$en güne$le betimlemi$tir edibciğim cansever..
kim ya$amaz ki: öyle bir zaman gelir ki bulunduğunuz ortamın duygusal aurasına siz de kendinizi kaptırıp, teninizin sol frame'inde anlamverilemez kıpırtılarla feverana gark olup gözbebeklerinizi adile na$it gibi koca koca açarak batan güne$e, doğan ay'a, köpüren suya, çığlık atan martıya bakar ve muhayyelinizin en arkaodasında sakladığınız imge yanıklarına tentürdiyot dökercesine gülümsersiniz..
kim duymaz ki: bir çocuk doğmu$tur hıçkırarak, çıkrığın kıçını kırarak, kutsal bir lahti parçalayarak tırnaklarıyla. o sıra herkes güler de o ağlar ya, ölünce herkes ağlar da sen gülersin ya belki. öyle i$te. iyelik eki almaz yığın hissiyatı.. cenazelerde her ba$ a$ağı dü$er ya... öyle.
kim ağlamaz ki: sessizce solan bir gülün ardülkesinde lir çalarcasına mahzun mahzun bakakalan narbülbülün kirpiklerine. bir $ehir aniden fethedilir ya gerdek gecesinde kaybedilen bir körpelik gibi..

diyeceğim; edip baba derse güzel der zaten hep. benim olmayan bir hüzün duyuyorum $u ân. bi sigara yakabilir miyim anne?
ben ruhi bey nasılım sorusunun cevabı olabilir