bugün

Yoksul bir ailenin yirminci yaşına yeni girmiş ağabeyi, sekiz kardeşin büyüğü idim...

Yedi kardeşimin umudu yeşersin diye hayallerimi "kaçağa" gömmüş, üzerini bir yoksulun isyanı ile örtmüştüm. Bundan gayrı mütevazı dertlerim vardı, yaşamak gibi...

Küçükken geçirdiğim hastalık, babamın da askerde oluşu ile annemin ömrünün en zor zamanı olmuş. Bundan sebep çok düşkündü bana, üzerime titrer, tırnağım taşa değse onun canı yanardı... Kaçağa her gidişimde beni hüzünle, ama mecburen uğurlardı...

Ben de iyi topçu idim. O gün arkadaşlarla halı saha maçı yapmış, giderken de formayı çıkarmamıştım... Arkadaşlarım Serhat ve Celal ile beraber, kaçağa değil düğüne gider gibi gitmiştik. Çünkü biz üç iyi arkadaştık ve nereye olsa birlikte gideceğimize dair söz vermiştik birbirimize... Tencerede taş yerine aş olsun diye düştük yola... "Otuz dördün biri" olduk, kaynasın diye kazan...

Katran karası o gecede ne olduğunu anlayamadan bir bombaya av oldum! Eğer üzerimize gelen o ölüm yüklü gülleyi fark etsem, belki gelişine bir röveşata ile topu doksana çakardım, dedim ya iyi topçuydum ben...

'Yüzümün üstüne kaç yüz düştü' sayamadım, kaç yüz parçaya ayrıldı bedenim... 'çizginin altı buz, üstü ateş' değil artık. Buzun üzerine yağan ateş topları tuzla buz ettiler ömür çizgimizi... her birimizin kaç parçası kaldı karlar altında...

Babam dört kez geçmiş üzerimden oğlunu ararken... Beşinci görüşünde kalan parçalarımın üzerindeki Milan formasından tanımış beni... Kaçağa giderken tuttuğum baston, kopan sağ elimde sımsıkı duruyormuş, az ötede...

Ben "otuz dördün biri"yim; beşbin ikiyüz otuz üç numaralı kanuna göre "terörle mücadeleden doğan zarar"dan sayıldık biz... 'Ölümün eski hüznünü kaybettiği asırda' öldük, istatistik olarak geçtik "resmî" kayıtlara...

Ben Fadıl Encü'yüm; üç gün aradılar beni, vücut parçalarım bulunamadı, birçoğu gibi ben de eksik gömüldüm... Saatim sol kolumla beraber kayboldu bulursanız kardeşime verin...

Belki kızacaksınız ama bir çift sözüm var;

Eğer beni öldüren bombalar adalet'i de öldürmediyse,

Adalet talep ediyorum...

Herkesin hakkı değil mi adalet?

Yoksa

O kocaman, pahalı bombalarını beni öldürmekte harcadığı için devletten özür dilemeli,

Hedefi şaşırmayıp beni öldürdüğü için Genelkurmay'a teşekkür mü etmeliyim!?
görsel