bugün

yazacak bir şey bulamadım. bir bira daha içmeliyim sanırım, küfürler yağdırmalıyım. en çok onu yapmalıyım sanırım.

yağmuru sevenler derneğinin kokteylinde ikram edilen samimiyetsiz kanepeler gibi oldum.
çalışma masasındaki o ufak ışıklar kadar aydınlatıyorum çevremi.
sadece yazılması gereken bir şey olursa kullanılıyorum sanki.
kapatınca ışıklarımı ne o ahşap masanın sıcaklığı kalıyor ne önümü görebiliyorum karanlıkta.
ne kitaplar birşey anlatıyor o soğuk zamanlarda ne o eski daktilodan bir ses çıkıyor.
sonunda anladım çalışma prensibimi. arada teklersem artıyor değerim.
arada tekliyorum unutulmamak için.
ya değerim anlaşılıp tamir edilirim, aydınlatırım kağıdı kalemi eski günlerdeki gibi.
ya da sizin adını hayat koyduğunuz çöplükten geri dönüşüm için uzaklara gideceğim.