bugün

her ne kadar adında barış kelimesi geçse de tahriği ve terörizmi bir parti genel stratejisi olarak gören, bdp'nin kürtlere olmayan faydalarını bir kenara bırakalım, onlara karşı duyulan nefretin en önemli pay sahibi olması, olmayan nefreti önce yaratıp sonra da körüklemesidir.

inegöl'e ortamı germek için temsilci gönderirsin, izmir'de halkı tahrik eder kafanı taşı yersin, gider diyarbakır'da bi mitingde savaş şehirlere de yayılacak der, ankara'ya gelince vay efendim ülkede barış istiyoruz biz dersin, hatay'da gene apo sloganları attırırsın, hemen hemen her terörist cenazesinde yerini alır, apo'yu peygambermiş gibi lanse edersin, kürtlerin önünde diz çökeceğiniz gün yakındır diyen de sensin. seni duyan bir türk'ün çıkıp da kürtlere karşı sevgisin kaybetmemesi mümkün mü ? hiç konuşmasanız bile suratınızdan akan sevimsizlik bile her şeye yeter.

sen dedin bu savaş şehirlere de yayılacak diye, şimdi çıkıp da bu olayları başka birileri organize ediyor dersen, senin adamlığında şüphe ederim.
bdp nin asıl isteğinin de bu olması. terörü destekleyen bir partinin amacı bölücülüğe hizmet değil de nedir. amaçları zaten nefreti körüklemek.
zaten amaçları kaos çıkarıp türk - kürt iç savaşı çıkarmak ve sonrada avrupa ya gidip türkler bize zulüm yapıyor deyip devlet kurmaktır.
herkes amacın nefret yaratmak olduğu konusunda hemfikirse eğer, sevgili adaletimiz neden "kamu barışına karşı işlenen suçlar" kapsamında bu adamlara yaptırım uygulatmazlar, anlamak mümkün değil. bu körüklemeye akp'nin de seyirci kalması çok saşırtıcıdır.