bugün

Hüseyin Vodinalı'nın okunması gereken yazısı.

Global Research sitesinden Profesör Michel Chossudovsky, dünyadaki savaşların ikiye ayrıldığını söylüyor. Birincisi bildiğimiz silahla nükleer güçle yapılan savaşlar, ikincisi ise konvansiyonel olmayan savaşlar. Finansal savaş da bu ikinci türden. Chossudovsky, Brezilya’da bu şekilde bir IMF darbesi yapıldığını anlatıyor. Başkanlık sistemiyle yönetilen Brezilya’da solcu Başkan Lula Da Silva’nın 2003’te merkez bankası başkanlığına atadığı (ABD vatandaşı da olan) Henrique Campos Meirelles, Wall Street’te bir bankanın eski CEO’su imiş.

Solcu yönetim tarafından atanan bu eleman ve diğer neoliberal bakan ve yetkililer, (adeta Bülent Ecevit’in ABD’den getirdiği Kemal Derviş misali) adım adım Silva’nın altını oymuş ve yine aynı solcu partiden Dilma Roussef başkanlığa geldiğinde kapının önüne konmuş, ama vakit de geç olmuş. Meirelles ve hükümetteki Wall Street ekibi, IMF ve Dünya Bankası işbirliğinde önce ülke ekonomisini krize sokuyor, ardından bir yolsuzluk bahanesiyle yargı Roussef’i görevden alıyor. işte size bir IMF darbesi.

Chossudovsky, bu işlerin temel motivasyonunun o ülkenin dolarizasyona teslim alınması olduğunu, yani tüm borç ve alacakları ile zenginliklerinin dolar üzerinden yeniden değerlendirilmesi olduğunu söylüyor.

Dolar temel değer oldukça ABD’nin sırtı yere gelmez.

Tüm bu anlattıklarımın Suriye ile ne ilgisi olduğunu merak ederseniz, şöyle açıklayayım…

Türkiye şu an büyük bir ekonomik kriz girdabında ve başlatmış olduğu Avrasya hamlesi bu girdaba yenik düşüyor.

Suriye’de “PKK koridorunu” engellemek için başlattığımız harekat görünüşe göre sona eriyor.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un dediğine göre öyle.

Bunun da temel sebebi, başkanlık referandumu ve ekonomik kriz.

Ne idüğü belirsiz Özgür Suriye Ordusu ile yaptığımız harekatta, beklenen oldu.

Esad ile anlaşmadığımız için ÖSO, El Bab’da hakimiyetini kuran Suriye ordusuna saldırarak provokasyon yaptı.

Suriye birlikleri, Rus uçaklarına ÖSO’yu, IŞiD olarak bildirdi ve Rus uçakları da bizim askerlerin bulunduğu binayı vurdu.

Suriye, iran ve Rusya’dan hiç hazzetmeyen Atlantikçi Hürriyet, Sözcü gibi gazeteler, Astana’dan beri biriktirdikleri sıkıntıyı patlattılar: “Rusya bilerek vurdu” diye.

Rusya bilerek mi vurdu, ben bilmiyorum.

Her ne kadar, Türkiye’nin Suudi Arabistan ve Ukrayna ile sıcak temasları, CIA Başkanının ilk yurt dışı ziyaretini Ankara’ya yapması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın referandum kararını imzalamak için Pompeo ve Trump ile görüşmeyi beklemesi dikkat çekse de, Rusya’nın bilerek Türk askerini vurması pek mantık içermiyor.

Ancak şu var ki, Rusya, Türkiye’nin Suriye ile masaya oturmamasından çok rahatsız.

ÖSO ve diğer terörist gruplarla birlikte hareket etmesinden de bir o kadar daha huzursuz.

Suriye’nin yasal ve uluslararası tanınmış rejimi ile toprak bütünlüğü temelinde hala bir araya gelinmiyorsa, Irak’taki Kürt devleti gibi Suriye’de de PYD/PKK koridorunu engelleme gibi bir şansı bulunmuyor Ankara’nın.

Zaten Rusya da bunu görerek, PYD ile diyalog kuruyor. PKK’yı terörist saymıyor. Suriye’nin de tepkisine yol açan Anayasa taslağına Kürt özerkliğine benzer bir şeyler ekleyiveriyor.

Bu, Trump ile Putin’in anlaşması mı, yoksa Türkiye’nin Esad ile doğrudan temastan kaçındığı için cezalandırılması mı, yoksa her ikisi birden mi? Ben bilemem.

Ama ortada yanlış giden bir şeyler var.

Trump’ın akıl hocası Henry Kissinger, ABD’nin çöküşünü engelleyecek yegane stratejinin, Rusya ile Çin arasındaki işbirliğini bozmak olduğunu söyler hep.

Trump da Putin ile dost ve fakat, Şi Cinping ile düşman bir tablo çiziyor.

94 yaşındaki Kissinger’in bir diğer fikri de, iran’ın bölgede yalnızlaştırılması.

Pompeo, Ankara’ya kesinlikle bir iran dosyası ile gelmiştir bundan eminim.

Zaten önceki yazımda da belirttiğim gibi Türkiye’deki ayarlı medya ve odaklar, iran düşmanlığı için çalışıyor.

israil için iran’ın izolasyonu çok önemli.

Esad’ı deviremediler ama ülkesini parçaladılar.

En çok da iran’ın Lübnan yolunu kesmek içindi bu.

Trump ve israil, ingiltere gibi ortakları, Rusya ile Çin’i, Rusya ile Türkiye’yi, iran ile Türkiye’yi, Rusya ile iran’ı ayrıştırmak için ellerinden geleni yapacaklar.

Bunun için de Türkiye’nin içinde bulunduğu yakıcı ekonomik kriz ve Erdoğan’ın başkanlık planlarını koz olarak kullanacaklar.

Başta verdiğim Brezilya örneği bunun içindi. Ekonomik savaş sadece Türkiye ve Brezilya’ya karşı değil, Rusya, Çin ve iran’a karşı da kullanılıyor.

Bir federasyona evrileceği kesin gibi görünen bu başkanlık sistemi, sadece Türkiye’nin dünyada yalnızlaşmasına değil, toprak bütünlüğünün çözülmesine, Kıbrıs ve Ege adalarının elden gitmesine yol açacak.

http://odatv.com/baskanli...ucultecek-1202171200.html
komple yıkılsın da yenisini kuralım ve bu sefer kürtsüz ve islamcı çomarı olmayanından.