bugün

Bazı şeylerin sadece ülkemizde olmasına alıştık ama öyle şeyler oluyor ki gerçekten bu kadar ilginç bir ülkenin vatandaşı olmaktan mutluluk duyuyorum. Başbakanın adı Almanya'daki bir davaya karışıyor. Açıklayan Alman birimleri. Haberi yapan herkes. Şimdi koca başbakanın buna sinirlenip günahım kadar sevmediğim Aydın Doğan'a yüklenmesi ayrı bir komedi. Bundan sonra Aydın Doğan ve basın organlarının taktiklerini açıklayacağını söylemesi ise sadece acınacak bir durum. Sayın Başbakanın ortada yanlış olan bir şeyler varsa bunu temizlemek,temizletmek, düzeltmek veya düzelttirmek için kendi kuyruğuna basılmasını mı beklemesi gerekiyordu? Yani Aydın Doğan'ın gazeteleri başbakan aleyhine yazı yazmasa bunlar açıklanmayacak mıydı? Kaldı ki bu Deniz Feneri olayı aylar önce Almanya'da soruşturulmaya başlandı. Başınızı kuma gömmek yerine ülkemizde de araştırmalar yapılsaydı güven verici olmaz mıydı ? Ama işin en kötü tarafı Ergenekon davasında içeri alınmış onca insanın suçları tespit edilmemişken her gün gazetelerde yargılanmaları TV ekranlarında idam edilmelerine hiç sesini çıkarmayan hükümetin işin ucu kendine dokundu mu feryat figan etmesidir. Bu riyakarlık olmuyor mu? Şaban Dişli milyon doları cebe indiriyor diye haber çıkıyor. Suçluluğu kanıtlanana kadar herkes masumdur diyorsunuz. Belki de hükümetin ya da bağlı organlarının yaptıkları en doğru açıklamalardan biri budur. Peki neden aylardır insanları hiç bir suçları kanıtlanmadan gecenin bir yarısı nezaretlere aldınız, soruşturma tutanaklarını basının eline verdiniz ? içeri alınan herkes bir çete üyesi olarak algılanırken neden sesiniz çıkmadı. Şimdi oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi cırlamak neden? Kaldı ki başbakanın bu çıkışı neden? Aydın Doğan'ın elindeki basın organlarında hakkında çıkan yazılara sinirleniyor. Yazıların aleyhinde ve asılsız olduğunu ileri sürüyor. Menfaatleri karşılanmadığı için bu yazıların Aydın Doğan tarafından yazdırıldığını söylüyor. Peki ama basın özgürlüğü nedir o zaman?
Var mıdır, yok mudur ? Bir gazete sahibinin istediği şekilde yazı yazdırıp yazdırmaması normal karşılanması gereken bir olay mıdır? Sayın başbakan yine hedefi ıskalıyor. Tarzı da o kadar siyasi literatürden uzak ki? Komşu çocukların aşağıda top oynamasına sinirlenip balkondan bağıran adam gibi. Bir başbakanın biraz daha oturaklı olması gerekmez mi? "AKP'ye saldıranı hedef gösteririm" açıklaması yapacağına daha siyasi dil kuralları içinde bir karşılık vermesi gerekirdi. Olayın Alman makamlarınca ortaya çıkarılması, alman makamlarınca yargılanmasını göz önüne alacak olursak Sayın Başbakan'ın kızdığı konu bunun Türk halkına bildirimi oluyor.