bugün

siyasal simge olan türbanla, islam inancının gereği olan başörtüsünü aynı şeymiş gibi göstermeye çalışmak suretiyle prim elde etmeye çalışan varlık.
(bkz: laiklerden fetvalar)
(bkz: yobazlardan eleştiriler)

edit:entry anlasılmayanlar arasına girmiş de bir düzeltme yapayım dedim.girdiğim entry girilen bir başka entrye ithafen yazılmıştır.(bakınız:yukarısı)
gördüğümüz kadarıyla keyfinin kahyası bol olan insan modelidir.
(bkz: ezoya işkembe diyen insan modeli)
psikolojik harp taktiklerine iyi çalışmış insandır(!) ramazan bayramı yerine de şeker bayramı der bu tipler. Ancak buna şaşırmamak lazım. ne de olsa bunlara öğretilen budur.

kırmızı kitapta belirtilen ve amacının mevcut sistemi korumak(!) olduğu iddia edilen yöntemlerden biri de yazılı ya da görüntülü medya vasıtasıyla halkı şekillendirme planının uygulanmasıdır. Kendi algıları açısından "doğru" zannetikleri şeylerin halka dayatılması ve "zaten doğrusu budur" denmesinin sebebi budur.

bazıları da kelimenin etimolojisine takmıştır, yok tülbentten gelirmiş yok fransızca turbandan gelirmiş. Esas olan son derece basit biçimde şudur; türban boynu açıkta bırakan bir sih(evet sih, -h ile) örtüsüdür, popüler tiplerde de görülebilir.

doğal olarak kendini bir ideaoloji olarak gören her sistem kendi kelimelerini kullanacak,
sizi, inancınızdan uzaklaştırmak ve geçmişinizden koparmak için öncelikle diliniz hedef alacaktır.

Araplar'a türk milleti için "etrak-ı bi idrak" dedirten de türkler'e böcekler için -haşa- "kara fatma" veya temizlik maddesi için "arap sabunu vs." dedirten de işte bu anlayıştır. Birileri kavram karmaşası ile boğuşurken onlar işlerine bakar soranlara "medeniyet getiriyorum" der.
cühelalık denizinin phelpsidir