bugün

hepimiz biliriz ki bara gittikten sonra biraz içilir ve gece sonunda biriyle sevişilir.

yani zaten bara gelen kız aslında sevişmeye gelmiştir; çünkü kızlar zaten ağızlarına içemez, daha doğrusu içemez. geriye başka seçenek kalmıyor o zaman, düpe düz sevişecek erkek bulmaya gelmiş işte.

ama yine de benden biraz şarkı sözü gelsin kendisine,

*kalbimi yuvarladım sana
seni tanımasam da
bardaktan önüne
bir yudum al diye
eğer hoşuna giderse
daha da iç diye...*

yollusun falan ama severim seni.
yıllarını(cocuklugum barlarda geçti, kendim de 7 sene calıstım) barlarda calısarak heba etmiş biri olarak ekserisi "yolludur" ya da "yollu" olacaktır ki bu da yola girmiş oldugu aynı zamanda yollu oldugu anlamına gelir
yurtdışı için olası ihtimal, yurtiçi için düşündürücü varsayım.

şahsen ben evlenince eşimin ''aşkım bak burada biz arkadaşlarla bara gitmiştik ne eğlenmiştik ya, gerçi ben meyve suyu içmiştim. kayısılı, senin sevdiiğinden'' deyip bi kamyon fotoğraf dökerse halıya göz kenarıyla bakarım, zıt görür, olay çıkartırım. kalp kırıp, gönül incitirim. gerçi hoş, kayısılı meyve suyu içmesi hafifletici sebep de türkiye gibi barzoların kol gezdiği bir ülkede sevdiceğimi barlara yakıştırmam. ona bakılmasını, izlenilmesini hoş karşılamam. Sıkıntı barda değil. insanlarda. yoksa evin bir odasını bar yapalım her gün içsin problem yok.