bugün

daha önce hiç gitmediğin, organizasyondan sonra da bir daha gitmeyeceğin boğazdaki elit bir restoranda, tabakta adını ilk kez duyduğun bir okyanus balığı ve yerine sirke getirseler ayırt edemeyecek olmana rağmen birer kadeh ısmarladığın kırmızı şarap eşliğinde, anlamsızca ve abes duracak şekilde şık giyinmiş bir halde, elinde kim bilir kaç ay taksitle alınmış 0.0003 karat pırlanta yüzükle evlilik teklifi etme hadisesidir. büyük harflerle dramdır ve çok ama çok acıklıdır.

beyler, bayanlar... belli ki paranız yok. ne diye dizilerdeki holding sahipleri gibi şekillere girmeye çalışıyorsunuz ki? niye böyle bir tiyatro oynama gereği hissediyorsunuz? buna sizi kim zorluyor, ne dürtüyor? gerçek değil ki o an, illüzyon. siz o olmaya çalıştığınız kişiler değilsiniz. ertesi gün kalkıp markete gidince yumurtanın en ucuzunu seçeceksiniz amk. minibüsle işe gideceksiniz.

yapmayın kardeş. samimi olun. siz olun. kendiniz olun. bırakın instagramda "she said yes" paylaşımınız olmasın. bırakın ilerde anlatacağınız bir piyes oynanmasın. sevdiğinizle birbirinizin olun, mutlu olun. bu nedir ya? adam ceketi arkadaşından emanet almış zaten abi. "bir kere giyecem niye o kadar para vereyim ki" demiş. sırıtıyorsunuz restoranda, ışıl ışıl parlıyorsunuz. garson içten içe gülüyor size. olmuyor bir şekilde. zorlamayın o yüzden.
Bence çok kasıyorsunuz. insanları rahat bırakın. Ne yapmak istiyorlarsa yapsınlar. Eğreti duruyormuş. Bize ne? Onlar o an mutlu olabiliyorlarsa bize ne arkadaş.
Derdiniz balık restoranında yapılan evlilik teklifi değilki. Derdiniz oraya yakışmayan birinin orada evlilik teklifi yapması ki bu Şekilcilikle suçlandığınız insanlardan daha büyük şekilci yapar sizi.
evlilik gibi evlilik teklifinin de şahitler huzurunda olması iyidir.
ilerde nişanlınız yamuk yaparsa evlilik vaadiyle kandırıldığınızı mahkemede bu yolla kanıtlayabilirsiniz.
onun için gülünç de olsa "aramızda yapalım aşkıım." saçmalığından çok daha iyi bir seçenek.
not: bu tüyoyu derste medeni hukuk hocamız vermişti.
Denizden babam çıksa yerim kişisi için en şahane teklif mekanıdır.
Öyle janjanlı, anasının nikahına balık yediren boğazda bir mekânda olmasına gerek yok elbette ama hoş, samimi hatta salaş ama temiz bir restauranttta neden edilmesin ki?

Vallahi şahsen ben, deli bir balık sevici olarak buna bayılırım muhtemelen.
Tabağımda misler gibi ızgara edilmiş lüferim, yanımda sevdiceğim, fonda müzeyyen senar'ım, keyifliysek bir de bi duble buz gibi rakımız.
Daha ne olsun?
Evet yahu evet, evet... Ehehehehhe...